Mardiye nefs

Haşyet

Anlamı Haşyet, Allah ismi ile işaret edilen varlığın sonsuz azâmet ve kibriyâsı önünde bir hiç olduğunu hissetme hâlidir. İşte bu, hiç olduğunu hissetme hâlinin adı, “Haşyet!.” Yaşamı da, “Secde” dir. Haşyet, duygu değildir!. Haşyet, tefekkür sonucu oluşur. Haşyette, Allah’ın Azâmet ve Kibriyâsı vardır. Haşyet, Bakabillâhın seyrinde olan bir olaydır, hakkıyla olması için!. “Korku”, kişinin zarar …

Haşyet Devamı »

Bakâbillah

Anlamı Allah`ın, kendi isimlerinin mânâlarını seyretmeyi dilemesiyle, kendisinin ve tüm mevcûdat diye bildiğinin meydana geldiğini anladığı zaman, kişi otomatik olarak “FAKR” hâline düşer. Bu fakr hâli ise tasavvufta fenâfillah diye bilinen hâldir. Yokluğa yani “fakr”e erende eğer “bakî” olanın yaşamı baş gösterir ise; gören göz, işiten kulak olarak açığa çıkarsa, yâni kısacası “ALLAH Adıyla İşaret Edilen”, Bâkî olduğunu ortaya koyarsa, o zaman da …

Bakâbillah Devamı »

Nefs

Anlamı “NEFS”in anlamı “bilinç sahibi birim”dir.. “Nefs“, varlığını esmâ mertebesinden yani Hakk`ın varlığından alıp “Rubûbiyet Nûru“ndan yaratıldığı için, “yapısının gereği olarak dilediğini yapmak ister ve yapar“… Engel tanımaz!.. Hayır veya şer, iyi veya kötü diye bir kavram bilmez!..O, sadece dilediğini yapmak ister ve yapar. Çünkü var oluşu “Rubûbiyet nûru“ndandır… “Nefs“in aslı, “Nefs–i Küll“dür… İnsan dediğimiz …

Nefs Devamı »

Bilinç

Anlamı “Şuur”, Esmâ mertebesi özelliklerinin bir bileşim hâlinde birimsellik görünümünde açığa çıkıp, kendini seyretmesi hâlidir. “Bilinç” ise genetik veriler yani kendisine öncekilerinden akagelen veritabanı yanı sıra, dıştan aldığı şartlanmalar veya astrolojik etkilerle oluşmuş özellikler bütününün adıdır. “Bilinç”, açığa çıktığı beyin itibarıyla kendini yalnızca “beden” olarak düşünür (insansı) ve ona göre yaşar genellikle. “Bilinç”, aklı kullanarak …

Bilinç Devamı »

Kerâmet

Anlamı Felsefe, daha önce de izah ettiğimiz gibi ise iman nurunu esas almaksızın, sırf akıl gücü ile yapılan çalışmalardır. Bir kişi tasavvufa yani iman nurunu esas alan çalışmalara dayanmadan, kendindeki şartlanmaları ortadan kaldırabilr… Şartlanmaları kaldırması, eğer iman nuruna dayanmıyorsa, tamamen beşeri zevk ve arzular istikametinde bir yaşam yolu oluşturur. Bunun neticesi; “zındık” denen, “ALLAH” kavramını inkar ederek; kendini bir birimsel yapı kabul edip, tümüyle bedene dönük zevk ve arzular peşinde, …

Kerâmet Devamı »

Kurbet

Anlamı “Kulun Allah`a en yakin olduğu hâl, secde hâlidir…” Öyle ise hep birlikte alnımızı toprağa koyalım(!). Şimdi “secde” mi etmiş olduk?.. Evet, “Secde” denir yaptığımıza, ama şeklîdir bu ve de taklittir!. Hakikatta “Secde”, kulun varsaydığı varlığının ortadan kalktığı “yok“luğunu idrâk ederek “Bâkî“yi müşahede ettiği “Fakr” hâlidir!. “Fakr” hâlini yaşayamayan, “secde” etmiş olmaz, bâtınen!. Zâhirde alnı topraktadır amma, benliği ile “dimdik” ayaktadır. “Sırtları tahta gibi olmuştur, secde edemezler; …

Kurbet Devamı »

Rahmân

Anlamı ER RAHMAN… “Allâh” ismiyle işaret edilenin, “zerre”lerin zâtını “Esmâ”sıyla ilminde “var” kılma özelliğine işaret eder. Bugünkü anlayışa göre “Kuantum Potansiyel”e işaret eder. Tüm yaratılmışların kaynağı olan potansiyeldir. “Esmâ mertebesi”nin adıdır! Her şey, “var”lığını “ilim ve irade” mertebesinde bu ismin işaret ettiği özellikle elde eder! “Er Rahmanu alel Arşisteva” (20. Tâhâ: 5) ve “Er Rahman; Allemel Kur’ân; Halekal İnsan; Allemehül beyan” (55. Rahman: 1-4) işaretleri gereği “ŞUUR”da açığa …

Rahmân Devamı »