MESAJ – 82

Ahmed Hulûsi

Mesela, bu Pazartesi gecesi “Kadir Gecesi” olsa…

“Tenezzelül melâiketi ver RUH, fiyha biizni Rabbihim” âyetini acaba nasıl anlayabilir; ya da yaşayabiliriz?

“Tenezzül”, acaba, enfüsî olarak meydana gelen, bireye özgü bir yaşam boyutu açan, bir olay mı; yoksa afâkta cereyan eden, mekânsal bir olay mı?

“Melâike”, kelimesiyle, hangi anlam ve özellik taşıyan melekî yapı anlatılmak isteniyor?

Melek, afâktan, dışınızdan başınıza mı iniyor? Yoksa, özünüzdeki bir boyuttan bilincinize doğru mu “inzâl” olmada?

“RUH” hakikatinız olan “Tek”lik boyutu mu acaba?

Bireylerin “RABBİ”, onların her birinin “Esmâ terkibi” olabilir mi?

“Esmâ terkipleri izin verirse, “Kadir süreci” içinde kişiler kendi hakikatlari olan melekût boyutunu anlayabilir; ve RUH adı verilen, Vâhidiyet mertebesinin izhar oluşunu, hissedip yaşayabilir; ki yaşayan yalnızca KENDİSİ’dir”… diye yorumlayabilir miyiz bu âyeti.