MESAJ – 144
Ahmed Hulûsi
Gençliğimde okuduğum ve bana misalleriyle uyarılarda bulunduğu için sevdiğim bir kitaptı Filibeli Ahmed Hilmi’nin yazdığı “A’mâk-ı Hayal” isimli kitap. Hayalin Derinliklerinde…
Gündüz ve gecemizin pek çok saatlerinin içinde geçtiği âlem hayal!..
Hayalimizde sever, hayalimizde korkar, hayalimizde değer ve pâye verir ya da değersiz kılar; korktuklarımızı veya umduklarımızı; yapma özlemi duyup da yapamadıklarımızı; yaşamak isteyip de etraf yüzünden yaşayamadıklarımızı, hep hayalimizde yaşarız!
Hayalinizdekilerin tümünü paylaşabildiğiniz acaba kaç yakınınız var?..
Ne güzel bu kadar geniş çevresi olmak!!!
Hayalindekilerin tümünü paylaşacak kimsesi olmayan insan, yeryüzünde yalnız yaşayan insandır!
Herkes hayalindekini apaçık dillendirip ortaya koysa, acaba yakınında kaç kişi kalır?
Hayallerimizdekini açmıyor, açamıyorsak, karşımızdakine başka bir yüzle mi, maskeyle mi çıkıyoruz acaba hep?
Kim kimi, niye, ne kadar, nasıl aldatıyor; neden?
Kafam dağınık bugün toparlayamıyorum ve böyle bir yazı çıkıyor işte…
Halkın evladına 2000 yılında 30 yıl önceki verilere göre düzenlenmiş bilgiler öğretilirken okullarda; “derin” yönetim okullarında en son verilere göre eğitim veriliyor!
Adam o kadar zeki ki; torunlarına yatırım olsun diye, çeyiz sandığı büyüklüğündeki bilgisayarlardan almış saklamış 40 yıl önce… Ne miras! Şimdi bunu bazıları da adamın kafasındaki, beynindeki PC diye anlayacak tabii…
Tanrısı ile “ALLÂH” adı arasında sıkışmış kalmış; birinden kopamayan, ötekine eremeyen; bırak ermeyi, kavrayacak yeterli aklı olmayan mukallitin avuntu dünyası!
En iyisi okumayın bu yazıları, kafanız karışmasın; düşünmeyin!.. Düşünmek tehlikelidir!.. Sonra belki GERÇEKLERİ görürsünüz basîretinizle!..