MESAJ – 119

Ahmed Hulûsi

Kebapçılardan çıkmayanların; barbeküde bonfile, pirzola çevirenlerin; stres atmak için çıktığı balıktan dönenenlerin oturup kurbanlara acıdıklarını söylemelerini “timsahın gözyaşları” olarak nitelesek sanırım hiç yanlış olmaz!..

“Hac Bayramı”, zaman içinde “Kurban bayramı”na dönünce, halkın dilinde “kavurma bayramı” niye olmasın ki?

Oysa gözden kaçırılmaması son derece önemli olan bir gerçek var?

“DİN”deki kurallar uzaydaki bir tanrının, bizim yaptıklarımızla eğlenip zevklensin diye, keyfi kararlarından mı oluşmuştur?

Yoksa…

Her birinde yüz milyarlarla yıldızın yer aldığı milyarlarca galaksinin yüzdüğü evreni Yaratan ve “ALLÂH” adıyla işaret edilenin, oluşturduğu SİSTEM ve DÜZEN bilinsin; onun şartlarına göre yaşanarak, geleceğimiz cehennem olmasın; diye mi Allâh Rasûlü tarafından bize bildirilmiştir “DİN”?

Bu ikisi arasındaki farkı anlayacak çalışır beyin kapasitesi olmayanların; “DİN”deki konuları değerlendirip, günün şartlarına göre gerekli çözümleri bulup açıklamaları mümkün değildir!

Gök tanrısına tapınmaktan arınmamış sarıklı-cüppeli veya aydınsı görünümlü “din adamları(?)nın”sunacakları çözümler, mukallitlere sorunlar yumağından başka bir şey getirmeyecektir!

1986’da ilk defa yazdığımız “DİN” bir SİSTEM ve DÜZENİ açıklamaktadır” gerçeği kabullenilip; bu sistem ve düzen değerlendirilmedikçe; ne göktanrı kavramından arınılır; ne şirkten kurtulunur; ne “Hakikat” görülür; ne “İSLÂM DİNİ”nin yüceliği ve uyulası zorunluluğu fark edilir; ne de güncel sorunlara cevap bulunabilir!

Tek kurtuluş yolu, “DİNİ ANLAMADA REFORM” yapıp; “İSLÂM DİNİ”ni ve “ALLÂH RASÛLÜ”nü gerçeğiyle anlayarak, gereklerini günlük hayatımızda yaşamaktır!