KURB, MA’SİYETTİR!
Ahmed Hulûsi
−Yâ Gavs. Birisi benden kurb sahibi ise, o ancak ma’siyettedir. Zira, onlar acz ve nedâmet ehlidirler.
Burada da gene “ârif”lerin irfanlarına işaret ediliyor!
Eğer, bir kimse, bulunduğu mertebenin sonucu olarak, Allâh’a yakîn olduğunu düşünüyor ve öyle hissediyorsa, o kişi hâlâ “ikilik” perdesinden kurtulamadığı için; bütün fiiller, bu hissedişle meydana geldiği için “gizli şirk” hâlindedir ki; bu durumu da ma’siyet hükmünü alır.
Esas itibarıyla tasavvufta “ma’siyet”; kişinin Allâh’ın rızasına uymayan fiil veya düşünce üzere olması demektir. Kişinin kendisine, Allâh’ın varlığından gayrı bir varlık ve vücud atfetmesi ise ma’siyetlerin en başta gelenidir ki, bir diğer tanımlama ile buna “gizli şirk” denilmektedir.
Kendini görüp, velev ki Allâh’a yakınlık düşünülsün, bunun tabii sonucu pişmanlık ve acziyet duygusudur.
Şayet bu pişmanlık ve acziyet, birimi “yok”luğa erdirir ise, olmayan şeyin şirki de olamayacağına göre, işte bu durumda “gizli şirk” ortadan kalkar. Aksi takdirde, hangi düzeyde ve boyutta olursa olsun, kişi kendini gördüğü sürece “gizli şirk” içinde yaşamına devam eder!