DOST’TAN DOSTA – 301 – 400

Ahmed Hulûsi

  1. ‘’Geçen zaman, bana neyi idrâk ettirdi?’’ diye düşün… Vereceğin cevap çok önemlidir.
  2. Öğrenen değil; idrâk eden, tatbikçidir!.
  3. Gerçek, hep aynı gerçek!.. Değişen sadece duyan- gören- bilen ve idrâk edenlerin bakış açıları ve seviyeleridir.
  4. Gururunun sana kaybettirdiklerini hiçbir şey kaybettiremez.
  5. Gururuyla yaşadı, hüsranla öldü !..
  6. Sarhoş mu kim?.. Seyrinde kendini kaybeden!.. Mutlu mu?.. Dileği olmayan!.. Huzur mu?… Gerçeğin âleminde yaşayanın hâli!.. Budala mı?… Benliğini gösterme çabasında olan!.. İlim mi?.. Özündeki mükemmeliyet!.. Akıllı mı?.. Hakikatını değerlendirebilen!..
  7. Ne verilmeyeni verebilirsin, ne de verilene mâni olabilirsin!..
  8. Tasavvuf, nazarî bilgilerle değil; bilfiil “tatbikatla” yaşanır!.
  9. Bedbaht o kişidir ki, “DOST”uyla beraberliğin yolunu bilir, fakat dünyalığı onu engeller.
  10. “Ya öyle değilse” diyerek geri kalıyorsun… Ya öyle ise!..
  11. Çocuklar zamanlarını oyun, eğlence ile harcarlar; olgunlar ise kâr getirecek şeyle değerlendirirler.
  12. Ticareti lâf olanın, kârı havadır..
  13. Yanındakilerin önünde olmak için tamgaz gidiyorsun, yolunun sonunu düşündün mü hiç?
  14. Yanlış yolda olduğun halde, umutla yoluna devam, hüsrandan başka bir şey getirmez.
  15. Adımların, seni hangi sona götürüyor; farkında mısın?…
  16. Kime ne zarar verirsen ver; daha büyüğünü, kendine vermedesin!.
  17. Usta, eserinden; kişi, Dost’undan tanınır.
  18. Beğenen, kendi hâliyle yaşar; seven, sevdiğinin hâliyle..
  19. Önce kesin kararını ver… Senin için önemli olan, sonlu dünya mı; sonsuz ölüm ötesi mi?
  20. Cidden, ölümötesine inanıyor musun?.. İnanıyorsan, nasıl hazırlanıyorsun?
  21. Gerçek inancını tanımak istiyorsan, yakın çevrendekilerin inancına bak…
  22. Yârin neyse, ona kavuşacaksın… Topraksa toprağa; Allah ise, O`na!..
  23. Tasavvuf bahçesi, aşk uğruna can vermeye gelenlerin yeridir; dikenlerden incinenlerin değil!..
  24. Operatör doktor, keser-biçer can kurtarır…Güllâbici ile karıştırmayın!..
  25. Bacağı kangren olanın, bacağına merhamet edip kesmemek, kendisine en büyük zûlümdür!..
  26. Geçen zamana rağmen benliğinden arınamıyorsan, yanlış yoldasın demektir!..
  27. İlimsiz alınan yolun sonu, meçhuldür.
  28. Muhabbetin kadar hızlı gidersin…
  29. Araç, hedefe varmak içindir.. Duran araçta boşa zaman harcamak ise, nasipsizlik!..
  30. Matkap delmek içindir… Deliğin için de tutmak için değil.
  31. Terkedemediğin alışkanlık, senin PUTUNDUR!
  32. Huy duvarlarının çevrelediği hapishaneni ne zaman farkedeceksin?
  33. Sevdiğinin kalbine, maddeni vererek değil, “tüm benliğini” vererek erebilirsin!.
  34. Ölü bedenleri diriltmek mi, ölü kalpleri diriltmek mi?..
  35. Davranışlara bakıp da geri kalmak, şartlanma putuna tapınmaktır!.
  36. Mânâsına eremediğin davranışın, görünüşüne göre hüküm verme!.
  37. Zekân, gününü kurtarır ama asla âkıbetini kurtarmaya yeterli olmaz.
  38. Aklın en kısası, ölümün ötesinde başına gelebilecekleri düşünendir.
  39. Nefsin en güçlü savunma silâhı, zekâdır.
  40. Bugün kendilerinin “beden” olduğunu sananlar, yarın da kendilerini “ruh” zannedecekler!.
  41. Nefsin hakikatı, Rubûbiyet vasfına uzanır.
  42. Kendini beden sanıp, huy ve şartlanma ile bürünmüş nefsin âkıbeti, dâimi azâbdır.
  43. Nefs, kendini tanımadıkça azâbdan kurtulmaz.
  44. Nefsin aslî vasıflarıdır; hayat, ilim, irade, kudret, kelâm, algılama, değerlendirme.
  45. Nefs, zâtı itibariyle, ‘’salt şuur’’dur.
  46. Her ortamın bedeni, o ortamın şartlarıyla oluşur.
  47. “Ben”ini tanımadan, karşındakini nasıl tanıyabilirsin ki?
  48. Izdırabların temelini, şartlanmadan doğan ‘’sahiplik düşüncesi’’ oluşturur.
  49. Gururundan vazgeçiremiyorsa sevgin; o, sadece bir beğenidir!..
  50. Beğeni, sahip olma arzusunu getirir; muhabbet , ise teslimiyeti!..
  51. Teslimiyetin, muhabbetin kadardır; teslimiyetinin derecesinden, muhabbetinin ölçüsünü anlayabilirsin..
  52. Sıhhatiniz, yiyeceğiniz, barınağınız olduğu haldesonsuza dönemiyorsanız, inanmıyorsunuz!..
  53. Fiillerin mertebelere; muhabbetin ise, seni ‘’yâr’’ine eriştirir.
  54. Yaş ile kuru farketmiyorsa, Yârin ile huzurdasın.
  55. ‘’Kalbimdesin’’ diyebilirsin. “KALBİMSİN” diyebiliyor musun?
  56. Bor`dan Niğde`ye geçilebilir, ama dünyadan sonra başka pazar yok!.
  57. Canlı olarak mezara atıldığını ve ölmemecesine orada yaşayacağını hissetmeye çalış!.
  58. Ölümötesi zindanından kurtuluş anahtarını, ancak dünyada elde edebilirsin!.
  59. Aklın ermiyorsa, hiç değilse aklı erenin peşine takıl!..
  60. En güzel rüyaların bile, uyandığında bir ‘’hiç’’ olduğunu farkedemiyor musun?..
  61. Matematikte profesör olsanız bile, tıb alanında câhilsinizdir! .
  62. Yüzme bilmiyorsanız, Einstein bile olsanız boğulursunuz!..
  63. Beyninize hükmedemediğiniz sürece, kadere tâbisiniz !.
  64. Sigara ve alkolle beynine verdiğin zararı, asla telâfi edemeyeceksin!.
  65. Sonsuz hayata dönük her şeyi, ancak, beynin aracılığıyla elde edebilirsin..
  66. Sigaraya, en kıymetli varlığın beynini kurban edersen, diyetini sonsuza dek ödersin!..
  67. Cennet ve Allah`ı kazanman için sana verilen sermaye, “beynin”dir.
  68. Makrokozmos kâinattır, mikrokozmos beyin!.
  69. Beynini değerlendirebildiğin ölçüde, “Ben”ini ve Rabbini tanıyabilirsin.
  70. Hâl, makama göredir… Makâm ise, fıtrata!.
  71. Merteben, “İLİM”deki yerindir!.
  72. Dünyada örtülü olanlar, biliniz ki âhirette de örtülüdürler!.
  73. Edep, haddini bilmektedir!.
  74. Kaderine vâkıfsan, yerini bil; değilsen, haddini bil.!..
  75. Rabbinizden, içinde bulunduğunuz ânı, yeri ve kişileri değerlendirebilmeyi isteyiniz.
  76. Gerçek ehli iseniz, her şeye rağmen susmasını bilirsiniz!..
  77. Aslı ve benliği “yok” olan hangi varlığınla öğünebilirsin ki?..
  78. Her şeyin “izâfî-göresel” olduğu ortamda, gerçek nedir?
  79. Varsandığın, kâinatın izâfiliği, “yok”luğundandır.
  80. Her ne ki “yok”luğunu farkeder, “Var”lığa kavuşur !.
  81. Kişinin, ‘’Gerçek’’’ istikâmetinde sürati, ferâgati nisbetindedir.
  82. “DOST” odur ki, sesleniştedir!..
  83. Hakikatin edebi, hakikate sadâkattir.
  84. Akıl adamı terkederse, ‘’deli’’; adam, aklı terkederse, ‘’meczûb’’ derler!..
  85. İnsanların memnun olmasını istiyorsan, onlara; Rabbının memnun olmasını istiyorsan, O`na ayna ol!..
  86. Yediğinin helâl olup olmadığını arıyorsan, hızına bak!..
  87. Terkedilmeden, terkedebildiklerin nisbetinde yol alırsın.
  88. Terkedilenlerin varacağı yerin adı, ‘’Cehennem’’; terkedenlerin ereceği yerin adı ,‘’Cennet’’tir!.
  89. Kavuşmak, büyük zevktir; fakat özlemek de ondan aşağı değildir.
  90. Yönelişin, ısmarlaması olmaz.
  91. Halkın değil, Hak’kın takdirini toplamaya çalış.
  92. İnsanlığa hizmet eden, bir şeyler sunmak isteyen her kişi, onlar tarafından tepkiyle karşılanmıştır.
  93. Ne gecenin şerri vardır, ne de sabahın hayrı!… Hayrın ve şerrin kaynağını ve gerçeğini idrâk etmeye çalışınız.
  94. Gerçek katında, ne hayır vardır; ne de şer!..
  95. Yakın bildiklerinizi dahi imtihana kalkmayın… Zirâ bakarsınız, çevrenizde kimse kalmaz!..
  96. Büyüklere yaklaştıkça tehlike artar.
  97. Kânaat, başınıza yeni dertler açmamanın tek ilâcıdır!.
  98. Kendinizde, her an her şeyi terkedebilecek gücü bulduğunuz sürece, ölüme hazırsınız demektir!… Bu, avamdan çıkışın işaretidir!..
  99. Gerçeği bilenin hâli, hiçbir şekilde şikâyetçi olmamaktır.
  100. Öze ermişlerin örtülerinden biri de, kuru şikâyetlerdir… Ama, kendileri için değil!..