DOST’TAN DOSTA – 1401 – 1500
Ahmed Hulûsi
- Ne amaçla olursa olsun, dünyalık kazanma hırsına bak bir… “Allah”ı tanıma ve yakîn elde etme hırsına bak bir!… Hangisi ne kadar?.. Koy terazinin iki kefesine, gör kendini!.
- ‘’Dünyasız da yaşanmaz ki!’’ deyip; Din’i “hobi” edinene mübârek olsun dünyası!… Mübârek olsun imansızlığı!.
- Neyi-niye yaptığını bilmek ve varlığın sırlarını çözmek, HAKİKAT’E ULAŞTIRIR; ki, böylece Allah`a erersin.
- Ölümötesi yaşama intikal etmiş bir kişi için, “vuslata ermeden gitmenin” getireceği eksiklik kadar büyük ve korkunç bir eksiklik düşünülemez!.
- Birimsiz-objesiz, Allah`ı anlama şansın yok!
- Kur`ân, “İnsan” a gelmiştir!.. İnsan boyutuna hitâb eder! Allah`ın kelâmlarından da bir tanesidir!
- Mutlak olarak senden ne çıkarsa, o çıkanın bir sonraki neticesi gene dönüp sana gelecek!.
- “İnsan” olmanın , “İnsanlık şerefi’’ne ulaşmanın ilk basamağı; “niye-neden-niçin” suallerini kullanmakla başlar!
- Hayvan sual sormaz! Hayvansı insanlarda da sual olmaz!
- Denizin her bir dalgasına ayrı isim vermek, her dalgayı şekline göre ayrı özelliklerle tanımlayıp çeşitli isimlerle bunların üzerinde durmak; neticede, bilinci, global görmekten perdeler ve “a`mâ” eder!..
- “Allah gazâbına dûçar olmuş” kişi, özündeki Allah`ı tanıyamamış ve bunun gereğini hâlâ yaşayamamakta olan insandır!.
- Gözle ‘’görüyorum’’ dediğin şey, bir hayâlden başka bir şey değildir!.. Hakiki görme, idrâktır; ilimdir!..
- Bu varlık, tek bir mekanizma… Ve her dişli, kendi kanununa tâbi!.. Zanna ve hayâle yer yok bu mekanizmada…
- İşin başı, “ALLAH” diyebilmek… Sonu da, diyenin, kendi olduğunun açığa çıkmasıdır!…
- İslâm’ı, akıllı insan değerlendirebilir!.
- Soyunamadığın kadarıyla da hâlâ bir tanrı vardır kafanda ve şirki hafî bitmemiştir.!..
- Değerlendirmelerin, “ALLAH adıyla işaret edilen’’inki olmadıkça, şirki hafi bitmez!…
- “ALLAH adıyla işaret edilene sevgi’’, henüz “müşriklik” devresine ait bir kavramdır… Ama müşriğin de, bu sevgi olmadan bir yere varması mümkün değildir!…
- Allah, “hikmet” ile kayıt altına girmekten de münezzeh`tir!..
- ALLAH`a yöneliminizi daima dışa, yukarı, öteye doğru değil; içinize, özünüze, varlığınızdaki Rabbinize doğru yapmaya çalışın!
- Yaşamın körlük üzere gitmişse, ölümün de körlük üzeredir!. Ondan sonraki yaşamın da tamamen kör olarak gider… Kör, sağır, şaşkın olarak ortalıkta dolaşırsın.
- ŞİRK`in kökeninde, şuura yerleşmiş olan isimlere varlık vermek yatar!…
- Akan çeşmeyi bırakıp gidenin susuzluktan yakınması, kendini aldatmakta olduğunun açık göstergesidir!… Ya da o sudan nasipsizliğinin açığa çıkışı!…
- AŞK; Fıtratında olup, kendinde bulamadığını bulduğun yere kapılmandır!
- Sevgi, sonunda yanmayıgetirir!.
- Bilincini paylaşmadığın kişiye “seni seviyorum” demek , yalnızca onu aldatmaktır!
- Dünyada bırakıp gideceğin şeyler uğruna ömrünü tüketirken, çevrenle ilmini ve inancını paylaşmaya korkarken, nasıl O’na olan inancın ve sevginden sözedebilirsin ki!!
- Allah`ın Vechi, Basiretle (ilimle) görülür!
- Tüm evren, her kesimiyle, tamamen canlı-şuurlu bir varlık hâlinde yaşamına devam etmektedir… Ki algılayabilene ne mutlu!.
- Kişi, beyin kapasitesinin getirisini yaşar!.
- Olay, beynini kullanmaktan; mâzeretlerden geçmekten, sistemin gereğini uygulamaktan geçer!…
- “Mezar” deyince, bunu yalnızca topraktan bir mezar olarak kabullenmeyin… Et-kemik bedenler de, bilincin mezarıdır!. !.
- Cehennemi yaşıyoruz; şartlanmalarımız, DUYGUlarımız ve değer yargılarımız yüzünden… Cenneti yaşıyoruz; gerçekçi olmamız, duygularımız ve evrensel bakabilmemiz yüzünden!…
- Ölüm, tadılacak bir olaydır!.
- Her güzelliğin, kendi özünüzden kaynaklanacağını farketmeniz gerekir!… Tanrı yok ki, size bir şey versin!.
- Kader kesindir ve asla değişmez!.
- Bir günahın büyüklüğü, kişinin âhıretine verdiği zararla ölçülür!.
- İman, bizi çevremize yararlı ameller konusunda yönlendirmiyorsa, o iman ne kadardır bizde?
- Yumurtası içindeki civciv kasılıyordu; “benden büyük yok bu dünyada”! Kozası içindeki insana göre de, ondan daha iyi bilen yok!..
- Duygularının kökeninde, senin değer yargıların yatıyor!. Duygularını oluşturan veya körükleyen değer yargılarını meydana getiren faktör de, şartlanmaların!
- Şuurundaki arınmışlıktır, ölüm ötesinde sonuçlarını yaşayacağın!.
- Yanlışlık, tedbirin alınmasında değil; takdirin, tedbirle değiştirilebileceği düşüncesindedir!.
- Bil ki, Cehennem; şuurun ve bedenin azap duyacağı, Cennet ise huzur bulacağı yerdir!.. Fakat orada ne odun vardır, ne de kömür!..
- Cehennemden çıkmanın zamanı, senin bu bedene ve bu beden dolayısıyla sahip olduğun her şeye veda etme zamanıdır!.
- Yanmamanın bir tek yolu vardır; O sırada kişinin basiretine-şuuruna imanın hâkim olması !..
- Cehennemdeki en büyük azap, insanların Allah`tan mahrum kalmalarının azâbıdır… Hüküm, bu!…
- Allah`a iman edenler Cennete girer! Allah`a iman etmeyenler ise Cehennem` de yanmaktadır, ŞU ANDA !
- İman nûrunun olduğu yeri Cehennem ateşi yakmaz!
- Yanlışını idrâk edenin hâli, “Tövbe”dir!
- Dua, insana verilmiş yaratma sırrıdır… İnsan dua ettikçe, Allah onunla yaratır!..
- DUA, kişinin kendindeki ilâhî güçler eşliğinde isteklerini gerçekleştirme faâliyetidir!.
- Unutma!.. gündüzleri geceler ve geceleri de daima gündüzler takip eder… Zamanı gelmeden güneş doğmaz!.
- Tedbirle takdiri değiştiremezsiniz; fakat, takdirde var ise tedbir alır ve böylece de kazayı geri çevirmiş olursunuz!.
- Kimin hakkında dedikodu veyagıybet yaptığını bilmeyen, farketmeyen ise zaten MÜŞRİKTİR!…
- Karşındakinin hakikatını göremediğin sürece, et kemik görüp secde etmeyen şeytan gibi olursun!..
- Vehim terkedilmez, “sahiplik” duygusu varken!..
- Her şeyi, ötelerde ve asılsız hayâllerde değil; içinde yaşadığımız boyut ve sistemde bulmaya çalışırsak isabet etmiş oluruz!.
- “Hakikat”, şuur boyutunda yaşanan bir şeydir!..
- Her “insan” ismi altında mutlak olarak hükmünü yerine getiren, Hak`tır!
- Her boyut, kendi varoluş sistem ve kuralına göre yaşanır!..
- İlim, gereği yaşanmak için ARAÇTIR… Hilâfetini yaşayabilmek ise AMAÇTIR!.
- Halife, ‘’her an sınırsız ve kayıtsız olan’’ın ahlâkıyla ahlâklanmış olarak Halife olmuştur!
- Kendinizi kandırarak, hayâli beklentilerle “nefsinize zulmetmeyin”!. Size ulaşacak şey ilimdir, şefâttir!.
- Kurtarıcı beklemek yerine ilme sarılıp ilmi değerlendirmek, aklın gereği olan tek yoldur!
- İnsana yalnızca, idrâk edip gereğini uygulamak suretiyle ararını göreceği ilim fayda verir!
- İlme sarılan kurtuluşa erer… Kişilere sarılanın işi ise şansa kalmıştır!…
- İlmin en geniş kapsamlısı, Kurân’dır!
- İlim öğrenmek demek, OKUmasını öğrenme çalışmaları demektir… Bilgi ezberlemek değil!.
- Kimse inancına ters amel etmez; zor altında değilse… Herkesin ameli, inancının dışa vurmasıdır!.
- İman bir ARAÇtır… O araçla elde etmek istediğiniz şeye ulaşırsınız!…
- Malıyla, canıyla, ilmiyle, sevdiklerinin yanan evin içine düşmemeleri için ne gerekiyorsa onu yaptırır iman!
- İSLÂM, “ALLAH`a teslim olma sistemi”dir!.
- Olmayan “ŞEY=TANRI”nın güçlerinin, seni bağışlaması da elbette sözkonusu olamaz!.
- Kişi kendisinden çıkan fiillerin neticesine erecektir; müsbet ya da menfi!..
- Hakkında ne takdir edilmiş ise, o neticeye ulaşacak fiilleri ortaya koyacak ve ona ulaşacaksın!..
- Akıl ile Allah`a ulaşılır!.
- Kur`ân `ı ele almanın ana okul düzeyidir, Kur`an meâlini açıp O`nu okumak!
- Kesinlikle bil ki, herkes özünden gelen bir biçimde kendi kaderini yaşar!..Kimse kimseye bir zarar veremez!.
- Kim, ne zaman ilminin gereğini yaşayamıyorsa, o, kendi kendini perdelemeye başlamıştır… Çünkü asla bulunulan noktada durmak mümkün değildir!.
- Her BİRİMİN yaratılış amacından gayrı işlevi yerine getiremeyeceğini idrâk, kendini tanımanın ilk basamağıdır!… Bunun evveli ise dedikodu!..
- ‘’Kendini TANI’’ ise amaç; kendini tanımaktan murad, kendindeki ilâhi sıfatları yaşamaktır!.
- İlim sıfatı, ancak Zâtına seçtiklerinde açığa çıkar!
- Kendini tanımadan gaye, Zâtını tanımaktır. Zât ise, Tek`tir!
- Allah`ın Vahdet`i beden boyutunda değil, şuur boyutunda yaşanır!.
- Kur`ân-ı Kerîm`i anlamak istiyorsak; önce, ŞİRK düşüncesinin pisliğinden ARINMAK mecburiyetindeyiz!
- “İlim” odur ki, günlük yaşamında seni kendi doğrultusunda yaşatır!…
- Okuyup ne olduğunu anlamadığın şeyi nasıl tasdik veya red edersin ki?.
- Siz Kur`ân okurken, eğer onu yazanla iletişim kuramazsanız, lâfzında kalırsınız!.
- Amaç, isim değil; müsemmâdır!. İsmin çevresinde dönüp duranlar, ömrünü boşa harcarlar!
- Ne kadar Allah`ı sevdiğin, yaşamından-hâlinden-zamanını neye ayırdığından belli! Allah ile bağın ne kadar?!
- Enfüsünden gelen hitâbı dinleyemiyorsan, bu demektir ki, âfâkından gelen kitabı OKUYAMIYORSUN!..
- Kendini aldatmanın bedeli, ebedî körlüktür!…
- “Mekr”, insanın, taklitte olduğu halde kendini tahkik ehli olarak zannetmesinin adıdır!.
- Gerçek ilim adamı, yağmur gibi herkesin üstüne yağar!.
- Kişinin sorularının bittiği yer, onun tatmin olma noktasıdır… Buna da duygularla değil, akılla erişilir!.
- ‘’Sistem’’, birimin doğal yapısının ve kapasitesinin sonuçlarını yaşaması esasına göre çalışmaktadır!.
- Sistem’i bilmeden düşünsel dedikodudan arınmak mümkün olmaz!
- Sistemi OKUmadığınız sürece şuurunuzda, şöyle veya böyle bir tanrı kavramı vardır demektir!…
- Karşındaki birimi, parmağın ya da dudağın ya da kulağın, gözün gibi göremediğin sürece ŞİRKTESİN!…
- Şefâati ne gerekçeyle olursa olsun değerlendirmeyenlerin, sonuçlarını da beklemeye hakları yoktur!.