DOST’TAN DOSTA – 101 – 200

Ahmed Hulûsi

  1. Beynini gereğince kullanamıyorsan, tüm organların sana vebâldir!.
  2. İlhamlar yaşantına yön veremiyorsa, içgüdüleriyle yaşayan mahlûkattansın!.
  3. Benlikteysen, sabra muhtaçsın!..
  4. Yakîne erende sabır ne arar?..
  5. “İlim, Çin`de bile olsa al” dediler!.. Yirmi dakikalık yol, Çin`den de mi uzak?
  6. Sigarayı terkedemeyen, benliğini nasıl terkeder?
  7. Terkedemediklerin kadar perdelisin!
  8. Gecenin hayâlinde sultan olabilirsin; ama hakikat güneşi doğduğunda nereye kaçacaksın?
  9.  Bildiğin halde yaşayamıyorsan, benliğine tapınmaktan vazgeçmek sana çok zor geliyordur!..
  10. Kolundaki, ayağındaki zincirden ölümle kurtulabilirsin, ama beynindekinden asla!..
  11. “Koza”n, gerçeğin âlemine uçacak güce eriştiremiyorsa seni, ancak mezarın olur!.
  12. Günah, “senin” varlığından meydana gelir!..
  13. Yaşadığın, sürece üzüntülerin son bulmaz, benliğinden kurtul ki selâmete çıkasın!.
  14. Sevginin kaynağı sendedir!.
  15. Sahip olduğunu sandığın her şeyden kopmanın ızdırabını tadacaksın!..
  16. Sevgin yüzünden terkedebildiklerin, sevginin ölçeğidir!.
  17. Değerin, duyguların kadar değil; idrâk ettiklerini tatbikata sokabilmen kadardır!.
  18. Ömrünü koyduğun oyunda yanlış ata oynamanın pahası, ebedî hüsrandır!.
  19. Sevmeyi bilmeyen, sevildiğini anlayamaz!.
  20. Yaşam, öğrenmek ve öğrendiklerini yaşayabilmek içindir!.
  21. Senin, “Seni” bilişin, sürekli daha geniş kapsamlı çalışmayı getirmiyorsa, bu bilişin yetersizdir!.
  22. Çalış ki, takdirdekine eresin!.
  23. Kemâl, idrâka göredir!.
  24. Tolerans, olgunluğun dile gelişidir!.
  25. Yatarken, “kimsenin hakkı bugün de üzerime geçmedi” diye düşünebiliyor musun?.
  26. Kendinize, “kötü insan” denilmesini istemiyorsanız, kırıcı olmaktan kaçınınız!..
  27. Sırra erenin vasfıdır mükemmellik; ki bu da vasıfsızlıktır!..
  28. Renk, kaba aittir; orijinalliğini, “renksiz olmakla” koruyabilirsin!.
  29. Karşınızdakinin büyüklüğünü idrâk edemiyorsanız, ona yaklaşınız!..
  30. Büyüklükleri idrâk için bazen de uzaklaşmak zorunlu olur!..
  31. Ölümsüzlüğün çaresi, ölmektir!..
  32. Gönüllerde yaşamak, gönüllere hitâb edebilecek seviyeye gelmekle mümkün olur!.
  33. Geçici değil, ebedî olan hayatı kazananlardan ve kazandıranlardan olunuz!.
  34. Gönlünüzde yer eden sözler, biliniz ki, Rabbin seslenişidir!.
  35. Değerlendiriniz ki, nankörlerden olmayasınız!.
  36. Nankörlerin de varacağı bir menzil vardır ki, adına “hüsran”derler!.
  37. Israrla çalınan kapı, elbet bir gün açılır!.
  38. Rabbin seslenişi, ancak, o seslenişe liyâkat kazanmışlarca değerlendirilebilir!.
  39. Gönülden kızmayı terkedemediyseniz, hâlâ Gerçekten uzaksınız!.
  40. Güneş ne kadar parlarsa parlasın, ışığından kaçanlar kıyâmete dek mevcut bulunacaktır!.
  41. İhtiyacınızı, hiçbir şeye muhtaç olmayana arzediniz.. Şâyet, O, hâlinizden habersiz ise!..
  42. Birşey olabilmek için değil, bir şeyler verebilmek için çalışın!.
  43. Samimiyette eriyiniz ki, teslimiyete eresiniz!…
  44. Teslim olunuz ki, seyredesiniz!..
  45. Yaptıklarınızın gerçek sebebini bilemiyorsanız, bu, “Gerçek”e olan uzaklığınızdandır!.
  46. Gerçeğe erenler, giyiniktirler; kıyafetlerine aldanmayınız, ki onları görebilesiniz!.
  47. Susunuz, dinleyiniz; seslenişi “okumaya” çalışınız!.
  48. Konuşmak mecbûriyetindeyseniz, bu, idrâk ettikleriniz kadar olsun!.
  49. Yapabileceğiniz şeyleri dahi yıkmayınız!..
  50. Her şeye rağmen, verenlerden olmaya çalışınız!.
  51. Ne bir suç işleyiniz, ne de af dilemek mecburiyetinde kalınız!
  52. Ancak ve sadece, gerçeğe erenler “ayna” olabilirler!.
  53. “Ayna” olduğunuz gün, aksettirilmemesi îcâbeden şeyler de olduğunu unutmayınız!.
  54. Sabrı terketmeyen, gerçeğe eremez!.
  55. Gerçeğe erenin ilk hâli, imânı terktir!.. Görülen şeye, imân edilemez!..
  56. Geçmişin münâkaşasına girmeyiniz ki, size “basit insan” demesinler!.
  57. Rabbin seslenişi, herkese, idrâkıncadır!.
  58. Suyu bardakta görmüşseniz; buharı, bulutu, karı, buzu, denizi ondan ayrı sanmayınız!..
  59. Her şey bir inişle-çıkış arasında değişimde… Gerçekte ise; ne iniş var, ne de çıkış!…
  60. Sayılmak istiyorsanız, sükûtu değerlendiriniz!..
  61. Kadere yapışarak her şeyden elini çekenler, henüz “Gerçeğe” erişmemiş olanlardır!.
  62. Acı ilâçların sıhhate vesile olduğunu unutmayınız!.
  63. Öğrendikleriniz, tatbik edildikleri sürece size yararlı olur. Aksi halde siz, “bilgi hammalı” olarak bu dünyadan geçer gidersiniz!..
  64. Dostlar meclisinde kendinizi hizmetkâr yapmadıkça, onlara ihanettesiniz!.
  65. Unutmayınız ki, unutulmayasınız!…
  66. Veriniz ki, verilsin!.. Unutmayın, boşluk yoktur. Her çıkanın yeri dolar. Çıkaranın gayesine göre!..
  67. Karşılıksız olarak verdiklerinizi düşünün… Ne kadar?..
  68. Sabredenlerdenseniz, “sizde sabreden”i hatırdan çıkartmayınız. Aksi halde sabrınız şirk olur!.
  69. Değeriniz, değerlendirebildikleriniz oranındadır!.
  70. Hâlâ samimiyetle yönelemiyorsanız, noksanınızı araştırınız!.
  71. Zevkler tartışılmaz, gruplandırılır!.
  72. Her şeyin sahibi vardır; öyle ise sizin olmayanlar hakkında sahiplik dâvâsına kalkışmayınız!.
  73. Hâin, emânete sahip çıkandır!..
  74. Hikmeti nerede bulunsanız alınız; zîra, “özbenliğinizin” vasfıdır!..
  75. Hikmet, ehli için pırlanta; gayrı için taştır!.
  76. Mârifet, pırlantayla – taşı ayırt etmek değil; pırlantaları değerlendirebilmektir!
  77. Gıpta etmeyiniz, çalışınız!.
  78. Herkes, imkânları nisbetinde mesûldür!.
  79. “Vermedi” değil; “alamadım” deyiniz!.
  80. Zorlamayınız ki, zorlanmayasınız!..
  81. Öldürmeyiniz ki, hayat bulasınız!.
  82. Hayvan ile insan arasındaki fark, birincisinin hayatının bittiği yerde ikincisinin hayatını başlamasıdır!.
  83. Zamanı ve yeri geldiğinde, vasıtayı terketmeyi biliniz!.
  84. Hüsrâna uğrayanlar, geldikleri yeri unutanlardır!.
  85. Ortamlarını hiçe sayanlar, er-geç tökezlenirler!.
  86. “HEP” olmak istiyorsanız, “HİÇ” olunuz!..
  87. Gerçeğe eren, gördüğünü tanır!.
  88. Yüceliğin ziyneti, tevâzu; ermişliğinki ise, yadırganmayıştır!.
  89. “Hikmet”, yaradılışın sırrına erenin ağzından dökülen sözlerdir.!.
  90. “Hikmet”, velinin sükûtunda; Ârifi Billah`ın seslenişindedir!
  91. Samimiyete ihânet eden, felâh bulmaz!.
  92. Huzur, sevgi ve nefretin ötesindeki âlemin adıdır!.
  93. Sükût, sırrı işitmekte olanın hâlidir!.
  94. Hayret, sırrı görenin hâlidir!.
  95. Seyir, sırra erenin hâlidir; ki o, artık, dâimidir!.
  96. Gayesi zevk olan, şirktedir!. İlâcı, emre yönelmektir!..
  97. Tasavvufun basamaklarına basmamış olanlar, o basamakların görüşlerinden ebediyyen mahrûm kalırlar!.
  98. Güneş, geleceği saati bildiğin için gelmez!..
  99. Gecelerini , “ey gündüz hemen gel” demekle isrâf etme!
  100. Verilene ihânet, vereni görmemek veya görmezlikten gelmekte olur!