Burçlar
Burçlar olarak nitelendirilen takımyıldızlar eskiçağda Babil`liler tarafından tespit edilmiş ve tasnife sokulmuştur. 12 Burç olarak tasnif edilen takımyıldızların bu durumuna ait bilgi bazı kaynaklarda o çağda yaşadığı ileri sürülen İdris Nebi’nin mucizesi olarak da belirtilmiş ve bu ilmin kaynağının adı geçen Zât olduğu öne sürülmüştür.
Daha sonra bu ilim Yunan`lılara, Mısır`lılara ve İslam âlemine intikal etmiştir. Burçlar denilince akla gelen, dünya ve üzerindekileri etkileyen 12 büyük takımyıldızdan söz edilir. Bunlar sırasıyla şöyledir:
Koç, Boğa,ikizler, Yengeç, Aslan, Başak, Terazi, Akrep, Yay, Oğlak, Kova, Balık.
Eski inanışa göre yeryüzündeki olayları burçlar adı verilen kümelerdeki yıldızlar meydana getirirdi. Güneş sistemindeki gezegenlerde bu kümelerdeki yıldızlarla birlikte insan kaderi üzerinde rol oynardı. İnsanların bu iddiaları kuvvetlendirecek bazı delillerde elde etmesi üzerine artık «YILDIZLARA TAPINMA» devri açılmış oldu. Bu devirlerde insanlar sanıyorlardı ki, her burç birer ilâh ve insanlar hakkındaki hükümler onlardan çıkıyor. Böylece de tarihte yıldızda oturan tanrılı inanç sistemi doğdu.
Buna karşılık, gelen çeşitli Nebi ve Rasûller ise âlemde bütün varlıklar üzerinde hakim ve mutasarrıf olan tek ALLAH esasını insanlara idrak ettirmeye çaba sarf ettiler.
- İDRİS Nebi, görev süreci içinde, insanlara, yeryüzünde olup-bitenler üzerinde gök cisimlerinin tesirlerinden bahsetmiş; yani “BURÇLAR iLMİNİ” açıklamıştı…
- Astroloji, kehânet değildir!.
- Astroloji, insanın yapısını tanıması için günümüzde oldukça önemlidir.
Geleceğe dönük hükümler çıkartmak, falcılıkta bulunmak yönüyle ise bâtıl!.. - Genetik veriler, tohum; tohumun gelişmesini ve özelliklerinin ortaya çıkış biçimini sağlayan toprak, gübre, su, nem gibi faktörler de “astrolojik programlama” gibidir!.
- Gayb iki türlüdür. 1-Gaybı mutlak 2-Gaybı muzaf (göresel)… Gaybı Mutlak Allah`ın ZAT`ıdır ki bunu hiç bir yaratılmış bilemez. Göresel gayb ise şartlar değiştikçe bilinebilir. Astrolojiye gelince… Astroloji gaybı bilmez!. Astroloji esas olarak yeryüzündeki çeşitli varlıkların (insan dahil) oluşumuyla ilgili etkilerden sözeder. Bu konuda görüşüm İnsan ve Sırları kitabında mevcuttur. İsteyen netten ücretsiz okuyabilir. Astroloji geçmiş tecrübelere dayanan tahmindir. Bunu Muhyiddin Arabî de yazmıştır İbrahim Hakkı da Marifetname’sinde Gazali de… ayet rahimlerdeki çocuğun cinsiyetini kimse bilemez derken ultrasonla görüyorsunuz.. Bu bahsediş, gaybı muzaf hükmündedir… Aynen hava tahmini gibidir astrolojik tahminler de. gaybı bilmek değil!.
- Çok meşhur bazı İslâm âlimleri (Muhyiddini Arabi, İbrahim Hakkı Erzurumî, Mevlana Celâleddin, İmam Azîz Nesefî ve nîce bunlar gibi burçlar ilmini (astroloji) kabul eden), eserlerinde, “yeryüzünde olup biten herşeyin üzerinde burçların etkisinden”sözediyorlar
Astrolojinin din içindeki yeri, KADER konusuyla yakın alâkası dolayısı ile bu hususlara oldukça önemli yer verdik.
Astroloji, insanın yapısını tanıması için günümüzde oldukça önemlidir.
Geleceğe dönük hükümler çıkartmak, falcılıkta bulunmak yönüyle ise bâtıl!..
Zira bu hususta öylesine çok geniş kompozisyonlar söz konusudur ki, bilgisayarlarla bile işin içinden çıkmak mümkün değildir.
Gazalî Hazretlerinin «İhyâ-u Ulûmi`d Dîn» adlı eserinde, Ashabın âlimlerinden olarak bilinen İbni Abbas radiyallâhu anh`ın şöyle dediği yazılıdır:
«O Allah ki yedi semâ yaratmış, arz’dan da onların bir mislini; ARALARINDAN emir inip duruyor!.. (Talâk 12)
Âyet-i Celîlesinin tefsirini yapacak olsam, beni taşa tutardınız. Bir başka nakilde de: Beni tekfir ederdiniz!..»
Gene aynı yerde Resûlü Ekrem`in çok yakınındakilerden biri olan Ebû Hureyre radiyallâhu anh şöyle dediği kayıtlıdır:
«Rasûlullah Efendimiz’den iki kab ilim aldım, birini dağıttım. Eğer diğerinin ağzını açsam, bu kelleyi uçururdunuz!..»
Ashabtan önde gelen ve âlim sayılan bu zâtların anlayışsızlar tarafından «tekfir» edilmesine, ya da boğazının kesilmesine kadar yol açacak «SIRLAR» acaba nelerdir?..
Fikir; çeşitli konularda aklımıza gelen yeni yeni düşüncelerdir. Bize herhangi bir konuyu düşünmemizi sağlayan ana materyaldir. Kökeni ya beynin üretimi ya da dış etkilerdir; ilham, astrolojik etkiler vs…; çeşitli konularda aklımıza gelen yeni yeni düşüncelerdir. Bize herhangi bir konuyu düşünmemizi sağlayan ana materyaldir. Kökeni ya beynin üretimi ya da dış etkilerdir; ilham, astrolojik etkiler vs…
- Genetik verilerle oluşmuş insan beyni, gerek astrolojik tesirler, gerekse yer altındaki bu manyetik akım kanallarının yaydığı radyasyonlarla beslenen ve yönlenen bir yapı olarak çalışır.
- Beyin, her an, bir yandan ruhu üretir, bir yandan da genetik verilerin + astrolojik verilerin etkilerin sonucu oluşan bilinci yükler!. Daha sonra, 7. ve 9.ncu aylarda ve doğum anında meydana gelen tesirlerle kişilik özellikleri oluşur… Ve bu kişilik özellikleri aynıyla da bireysel ruha = kişilikli ruha yansır.
- Elf`in anlattıklarına göre, bugünkü deyimiyle astroloji, ya da eski deyimiyle “Burçlar ilmi” tamamıyla ve kesin olarak bir bilim dalı olmalıydı !…
- Bilim adamlarınızın bugün hâlâ çözemediği tür ve ırk sıçramalarının, temelinde hep mutasyon diye adlandırdığınız, kozmik ışınım etkileri, yâni, ASTROLOJİK ETKİLER ya da bir başka ifade ile meleklerin tasarrufları yatmaktadır.
- Astroloji gerçektir ve alınyazısı kozmik ışınlarla yazılır!… Tanrı yoktur, ama din vardır ve gerçektir;
- “BURÇLAR iLMİ“nin (astroloji) konusunu oluşturan “ALLAH`ın varediş sistemi içindeki bu mekanizma”nın yanlış kavranılması sonucu; gök cisimleri, toplumlar tarafından tanrılaştırılmaya başlanınca, bu kavramlar adına putlar yapılmaya başlanmış ve nihayet ayın, güneşin, yıldızların birer tanrı oldukları ve bunlara tapınılması görüşü o devir toplumlarına yerleştirilmiştir..
- Bu konunun detaylarını öğrenmek isteyenler Sayın Nuran Tuncel’in hazırladığı “ASTROLOJİ ve SIRLARI” isimli kitabı okusunlar..
- Nefs kelimesiyle işaret edilen şuur (beden değil), önbellekteki değerlendirmeleri sırasında, astrolojik etkiler, bedensel dürtüler ve duyguların yoğun bombardımanına rağmen; ana belleğinde bulunan gerçekçi verilere göre yaşamına yön verebilirse, o kişinin dünyası da âhireti de mamûr olur. Bu da ancak onun bilincini, “nefsini tezkiye etmesi” ile, yani tasavvuf terbiyesi ve İslâm Dini verileriyle arındırmasıyla mümkün olur.
- Muhyiddin’i Arabi, keşfine dayanarak “Dünyada, berzahta, mahşerde ve cennet–cehennemde her şey burçların tesiri altındadır” demiştir. Henüz astrolojinin hangi tür dalgalarla yapıları etkilediği bulunamasa dahi.
- Testi, hikmeti Hûda içindekini sürekli üretir!. Kiminde şerbet vardır, kiminde bulaşık suyu!.. Astrolojik tesirler ise, testileri zaman zaman eğen kollardır!. O zamanlarda, testide ne varsa o dökülür; süslü görüntülü testilerde ne bulunduğu da, o zamanlarda anlaşılır!
- Astrolojinin din içindeki yeri, KADER konusuyla yakın alâkası dolayısı ile bu hususlara oldukça önemli yer verdik. Astroloji, insanın yapısını tanıması için günümüzde oldukça önemlidir. Geleceğe dönük hükümler çıkartmak, falcılıkta bulunmak yönüyle ise bâtıl!..
- Bu kitabı yazmaktaki gâyemiz, bir astroloji kitabı meydana getirmek değil. Biz sadece insan`ın yapısını nerelerden ne şekilde etkilenip, neleri nasıl meydana getirmekte olduğunu, insanın halinin ve geleceğinin nasıl bir sistem içine oturtulduğunu ve tüm varlığın nasıl bir mekânizma gibi çalışmakta olduğunu anlatmaya çalışıyoruz.
- Bu şuur, beynin ürettiği bir düşünsel yapıdır. Beynin yapısındaki genetik bilgiler; artı astrolojik etkilerin meydana getirdiği özellikler; artı, şartlanmalar, artı bunların sonunda doğan düşünce sistemi, “kişilik şuuru” dediğimiz şeydir.
- Ruhların birbirini çekişi veya itişi denilen olay ise, ruhları üreten beyinlerin, astrolojik etkiler sonucu, eskilerin ateş-toprak-hava-su diye ayırdıkları dört farklı frekansta üretim yapmalarıdır…
- Beynine ulaşan veriler dört yoldan olabilir;
Beş duyudan… “Cin” ismi ile işaret edilen kapsam içindeki, gerek dünyada ve gerekse diğer planetlerde yaşayan, çeşitli bilinç sahibi varlıklardan… Astrolojik etkilerden… Şuur boyutun itibariyle, uzayın hakikatından…
Bunlardan son ikisi, senin, “içerden” kelimesiyle işaret ettiklerindir.
Soru
-“Cennet’lerde burçların tesiri altındadır” açıklaması , Cennet maddesel olmadığına göre, nasıl oluşuyor ?
Üstad
-Burçlar, orijini itibariyle melekî boyuttan kaynaklandığından ; bu boyut itibariyle Cennet boyutunda tesirlerini icrâ ederler… Burçlar melekî varlıklardır gerçekte…
“Burçlar” dediğimiz sistemler, sürekli dönüşüm halindedir bedenleri itibariyle.. Ruhları ise Esmâ kökenli meleklerdir ve onlar için ölüm kavramı geçersizdir.
Soru
-Satürn`ün ters etkisiyle birimde oluşan sıkıntıyı “Elem neşrah leke sadrek “ Âyetini zikrederek kalkan mı oluşturuyoruz?
Ya da birimde oluşan ters etki mi düzeliyor?.
Birimsellikten kurtulan NEFS, bu tür etkilere nasıl bakıyor?.
Bilinç, birimi oluşturan planetlerin üzerinde nasıl düşünebiliyor?…
Üstad
-İnsan , gelen tesiri ortadan kaldıramaz ama yaptığı çalışmayla onun kendisini daha zayıf şekilde etkilemesini sağlayabilir…
Soru
-Cennet yaşamında zaman ve mekân olmadığına göre, astrolojik etkiler yaşama nasıl yön vermektedir. Bu konuyu biraz açarmısınız, Teşekkür ederim..
Üstad
-Bu yaşadığımız boyut ve şartlarıyla, o boyut yaşamının ilgisi yoktur…
Cennet yaşamını görülen güzel bir rüya gibi değerlendirmek, bühl’lerin işidir!.
Astrolojik etkiler, Cennet boyutunda bilinçleri etkiler.
Soru
-İnsanların melekî boyut ile ilişkisi bir bölümüyle de astrolojik tesirler adı altında gerçekleşirken, melekî boyutta meleklerin etkileşim sistemine nasıl yaklaşımda bulunabilir, ve ona nasıl bir isim verebiliriz?…
Üstad
–Meleki etkileri yalnızca astrolojik etkiler olarak değerlendirmek çok yetersizdir!…
İnsanın orijin varlığı , melekî boyut kökenlidir ve bu algılanan boyuta kadar olan tüm katmanlar melekî boyutun eseridir…
İnsan adıyla anılan melekî kökenli varlık, ayrıca dış diye kabul edilen boyutla da her an iletişim halindedir ve ondan da etkilenmektedir ki, buna bugünkü dilde “astrolojik etkiler” ifadesi kullanılabilir…
Soru
-Astrolojik tesirlerin formasyonu YALNIZ âfâki midir?…
Üstad
-Evet…
Soru
-Kendinde olsa da açığa çıkaramadığını dışta bulduğuna akışın, genetikten mi?… Yoksa Astrolojik etkilerden mi kaynaklanıyor?
Üstad
-Genetikten gelen özelliğin açığa çıkması için astrolojik açılımımızın yani melekî etkinin elvermesi gerekir… 15 dakika arayla doğan kişilerde bile açılım farkı vardır oysa…
BURÇLAR İLMİ
- Astroloji ilmi
- İdris Nebinin, görev süreci içinde, insanlara açıkladığı ilim…
- Kaza ve kaderin “Sistem”deki işleyiş şekliyle yakından ilişkisi olan ilim(Varlıkta mutlak hüküm süren-tasarruf eden, Allah azze ve celledir!-.Takdir ALLAH`ındır; yıldız ve planet etkileri ise takdiri oluşturan mekanizmadır!. )
- Geleceğe dönük hükümler çıkartmak, falcılıkta bulunmak yönüyle bâtıl olan; ancak, insanın yapısını tanıması için önemli olan ilim dalı…{Yoksa Allah’a, O’nun yarattığı gibi yaratan; yaratma sistemi O’nunkine benzeyen ortaklar mı düşünüyorlar? De ki: “Allah’tır, her şeyin Yaratanıdır(Râ’d/16)… Allah dilediğini ortadan kaldırır ve (dilediğini de) sâbit kılar. O’nun indîndedir Ümmül Kitap (ana BİLGİ-Esmâ mertebesinin her an nasıl bir şe’nde olacağının ilmi)!}(Râ’d/39)
“BURÇLAR”
- Sistemler
- Her biri, kuvveti oranında tasarruf eden Esmâ kökenli melâike..(Tesir bize göre her ne kadar yıldızdan ise de, özü ve varlığı itibariyle Allah’tandır!..)
- Esmâ özelliklerinin açığa çıkmasıyla oluşan yapılardan yayılan kozmik dalgalar
- Her biri canlı ve bilinçli bir yapı olan, çeşitli “Allah isimleri”nin mânâlarını havi “Takım yıldızlar”…
- Yaklaşık 500-600 milyon ile milyarı geçen sayılarda biraraya gelmiş güneş benzeri yıldızlardan oluşan takımyıldızlar…
- Dünya ve üzerindekileri etkileyen 12 büyük takımyıldız(Koç, Boğa, İkizler, Yengeç, Aslan, Başak, Terazi, Akrep, Yay, Oğlak, Kova, Balık)
- Allah’ın “Emr”i ile birtakım işlevler yapmak üzere varedilmiş yapılar…
- Yaydıkları ışınlar ile Güneş çevresinde dönmekte olan dünyayı ve üzerindekileri, tüm sistemle birlikte sürekli bombardıman altında tutan belirli mânâları ihtiva eden yoğunlaşmış kitleler…
- Bütün canlıların beyin hücre genetiğindeki “DNA” ve “RNA” dizinlerini etkileyerek, onlardaki çeşitli yönelişlere ve genetik programlamalara yol açan, Hakikati “Melek” olan yapılar…
ASTROLOJİK ETKİLER
- Meleklerin tasarrufları
- Kozmik ışınım etkileri
Tür ve ırk sıçramalarının temeli olan tasarruf…
HiCR 15-16 Andolsun ki biz semada burçlar meydana getirdik ve onu ibretle bakanlar için (çeşitli özelliklerle) bezedik.
FURKAN 25-61 Ne Yücedir O ki, gökte BURÇLAR meydana getirdi; orada bir nur saçan (parlak ışık-enerji kaynağı Güneş) ve nuru yansıtan kamer (ışık yansıtıcı Ay) oluşturdu (her birinin işlevi vardır)!
SECDE 32-5 Emri (hükmü) semadan (dışsal olarak; burçlar diye tanımlanan Esma özelliklerinin açığa çıkmasıyla oluşan yapılardan yayılan kozmik dalgalardan bilinci etkileyerek; ya da, içsel olarak, holografik gerçeklik gereği kalp nöronlarının yansıtmasıyla şuurda açığa çıkan Esma mertebesinden. A.H.) arzı (yeryüzü veya bedeni) tedbir eder… Sonra miktarı, bin sene olan süreç içinde O`na uruc eder (ruh beden yaşam boyutuna yükseliş veya boyutsal aslına dönüş. A.H.).
TALAK 65-12 O Allah ki, yedi sema yarattı ve arzdan da onların bir mislini! Emir (hüküm-iş) onların ARALARINDAN sürekli-kesintisiz inzal olur (Allah`ın Esma`sındaki özelliklerin açığa çıkışı olan Astrolojik {meleki} tesirlerin varlık üzerindeki etkileri)! Ta ki Allah`ın her şeye Kadir olduğunu ve Allah`ın her şeyi (yaratanı olarak) ilmen ihata ettiğini bilesiniz. Not: Gazali`nin “ihya-u Ulumi`d Din” adlı eserinde, Ashabın alimlerinden olarak bilinen ibni Abbas r.a.ın şöyle dediği nakledilmektedir: “O Allah ki yedi sema yaratmış, arzdan da onların bir mislini; ARALARINDAN emir inip duruyor!.. (Talak: ) ayet-i Celilesinin tefsirini yapacak olsam, beni taşa tutardınız.” Bir başka nakilde de: “Beni tekfir ederdiniz!..”
TEKViR 81-16 El-Cevar`e, el-Künnes`e (yörüngelerinde seyrederken aynı zamanda burçların etki alanlarında dolaşanlar-gezegenler),
BÜRUC 85-1 Andolsun o burçları barındıran Uzay`a!
859 – Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Hz. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: (Bürüc süresinin), “İçlerinde burçları bulunan semaya, vaadedilen güne, şâhidlik edene ve şâhidlik edilene andolsun..”âyetlerinde (1-3) geçen “vaadedilen gün” den maksad kıyamet günüdür; “şâhidlik edilen gün”den maksad arefe günüdür; “şâhidlik eden”den maksad da cuma günüdür.” Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) devamla buyurdular ki: “Güneş, cumadan daha hayırlı bir gün üzerine ne doğdu ne de battı. Onda bir an vardır ki, hayır duası o ana rastlayan bir kulun duası, mutlaka kabul edilir, bir şerden sakınma (istiâze) talebinde bulunan kimse de mutlaka ondan sakındırılır. “
Tirmizî, Tefsir, Bürüc, (3336).
1835 – Hz. Aişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: “Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) rüzgâr estiği zaman şu duayı okurdu: “AIIah’ım, senden bunun hayrını ve bunda olan (menfaatların da) hayrını ve bunun gönderiliş maksadındaki hayrı da istiyorum. Bunun şerrinden, bunda olanın şerrinden, burcunla gönderilen şeyin şerrinden de sana sığınıyorum.”
Buhâri, Bed’ül-Halk 5, Tefsir, Ahkâf 2, Edeb, 68; Müslim, İstiskâ 14, (899); Tirmizi, Daavât 50, (3445).
Kavram hakkında henüz bir not alınılmadı.
Çokluk Âlemi
Anlamı Kesret âlemi yâni çokluk âlemi, efâl âlemidir. Ef`al boyutu denen; algılama araçları ile var görünen; var kabul edilen; var sayılan; tüm fiiller, orijinde mana olarak mevcuttur; ve “fiiller boyutu”