Bilgi
Kozmik okyanus, gerçekte “dalga” hareketinden başka bir şey değil!. Bir diğer deyişle, “bilgi” hareketliliği ve akışından başka bir şey değildir evren içre evrenler!.
Her şey, bir “bilgi dalgacığı”…
“Hiçbir şey hariç olmamak üzere her şey O’nu anar, ama siz bunu kavrayamazsınız!” hükmü apaçık dalga-bilgi bütünlüğünün uyarısıdır!. Çünkü, her şey “can”lıdır “ölü” yoktur. “Ölü” tanımının anlamı “canlı”lığını yaşamayan demektir. “Can”, “bilgi”dir! “Can” mutlaktır; “ölü” ise göresel (muzaf)!.
“Bilinç” ise, “bilgi”den başka bir şey değil!.
Bir düşünün bakalım… Bilinciniz ile bilginizi ayırabilir misiniz?
“Ben”, dediğiniz şey, gerçekte, “bilgi”den başka bir şey değildir!.
Evrendeki her şey aslında çok boyutlu “TEK KARE” bilgiden ibaret olmasına rağmen; algılayan bilgi birikimlerinin algılamalarına GÖRE, çok kareler olarak kabul edilmektedir. -İlim sıfatının açığa çıkışıyla var olan ilmî sûretler!-
Her an sürekli etkileşen; gelenlerle her an yeni bir hâl, yeni bir şan alan, “bilgi” birikimlerinin oluşturduğu “dalga” okyanusu!.
“Bilgi” ve “dalga” aynı şeyin algılayana göre iki ayrı değerlendirilişi!… Sureti itibariyle “dalga”; mahiyeti veya muhteviyatı itibariyle “bilgi”!.
Bedeni ve beyni oluşturan da, gerçekte, “bilgi”den başka bir şey değildir!.
Bilgi, Rasûlullah’ın, “Allah” ismiyle işaret ettiğinden açığa çıkan; evren içre evrenler suretinde algılanan, “nefh” olmuş “nefesi Rahman”dan başka bir şey değildir!.
Nokta, ilm-i ilahîdir.
“Bilgi”, Allah isimleri, diye geçmişte açıklanmış olan özelliklerin, manâ sûretleridir.
- BİLGİ, gereğini uygulamak içindir… Bilgi tekrarı, taklitten başka bir şey değildir!…
- Daha önce de belirttiğim gibi Arapça’daki kitap kelimesinin dilimizdeki işaret karşılığı BİLGİ demektir.
- Yaklaşık on sene önce “Hazreti Muhammed Neyi Okudu” isimli kitabımda detaylı olarak anlattığım üzere, gökteki tanrının yanından Dünya üzerinde seçtiği peygamberine yazılı bir kitap indirmediğini; Allah ismiyle işaret edilenin birimde açığa çıkardığı bilginin “nüzül”, vahiy yollu geldiğini; yani “BİLGİ“nin, özünden gelip, bilincinde açığa çıkması şeklinde, “İKRA” olayıyla “OKU“nan, Allah sistem ve düzeni olan “SÜNNETULLAH” olduğunu açıklamıştım. Cebrâil ismiyle işaret edilen, Rasûl ve Nebilerde açığa çıkan melekî kuvve, ebeden değişmez “sünnetullah”ı “OKU“mayı sağlar!.
- “Kurân-Kerîm” O!.. Zengin ve cömertçe (Kerîm) açıklayan BİLGİ KAYNAĞI! Eşsiz Kitap! “OKU”yabilene…
- Tek Kurtuluş yolu, KURÂN`ı, gökten inmiş ciltli kitap değil; evrensel hakikatin bize açtığı BİLGİ KAYNAĞI olarak YENİDEN değerlendirip; işaret yollu bildirdiklerini deşifre etmektir.
- Gökten bir kitap inmemiştir! Yazılı bir metin inmemiştir!. Kurân’daki “KİTAP” kelimesinin Türkçedeki anlam karşılığı “BİLGİ” demektir!. Çevirilerde, her “kitap” kelimesi geçen yeri “bilgi” olarak okursanız olayı daha net fark edersiniz. “Semâ” kelimesi bilinç boyutlarına işaret eden bir kelimedir. “Nâzil olmak”, “bilinçte açığa çıkmak”, fark edilmek anlamındadır. Yani sözkonusu olan, gökten belli bir mekândan inen “ciltli bir kitap” değil; kişideki sezgisel yolla, bilincinin derinliklerinden inen bilgi söz konusudur!. Hazreti İsa dahi insanları semaya göklerin krallığına davet ederken, gerçekte bilincin derinliği olan ve gök kelimesiyle sembolleşen boyuta işaret ediyordu. Bu kavramları, “mekân”a bağlı olaylar şeklinde algılatabilecek çeviriler kesin yanlıştır!. Bu yanlış anlatımın sonu, “gökte tanrı ve onun yanından yeryüzüne gönderilmiş ciltli kitap” kabulüne kadar uzanır. Kurân, Allah ilminin Rasûlullah’ta özünden gelen bir ilimle açığa çıkışı sonucu “IKRA=OKU”nuşudur!.!. Bunun da okuma-yazma bilip bilmemekle alâkası yoktur!.
- “Kurân-ı Kerîm” ismiyle “nâzil” olmuş (hakikatinden melekî kuvveyle şuurunda açığa çıkmış) “BİLGİ KAYNAĞI“nda (ciltli gökten düşmüş kitap değil), kimi bölümlerde “Risâlet” hakikatine “iman“a yönlendiren, bu “iman“ın neye nasıl olacağını açıklayan hükümler vardır; kimi bölümlerde de “iman“ın gereğini yaşayabilmek için ne tür uygulamalar yapılmasını veya nelerden kaçınılmasını anlatan âyetler vardır.
Kur`ân-ı Kerîm, Allâh indînden inzâl olmuş BİLGİ`dir (Kitap`tır)!.. Allâh indî için ise lisan kavramı asla söz konusu edilmez! Belki Kur`ân-ı Kerîm`in orijinali için “ALLÂH`ÇA”dır diyebiliriz. Şayet onu Hazreti Muhammed aleyhisselâm (arap müşriklerin iddiası üzere) yazdı denseydi, elbette ki o takdirde Kurân`ın orijininin Arapça olduğu öne sürülebilirdi!
Oysa Kur`ân-ı Kerîm, “ALLÂH`ÇA” orijinalinden Cebrâil isimli melek tarafından Muhammed Mustafa (aleyhisselâm)`a kendi lisanı olan Arapça olarak inzâl olmuştur ki, o ortamın insanları ne anlatılmak istendiğini anlasınlar diye…
Nitekim Kur`ân-ı Kerîm`de bu gerçeğe şöyle işaret edilmektedir:
“Biz her Rasûlü kendi toplumunun lisanı ile irsâl ettik ki, onlara en anlaşılır şekilde açıklasın… (Artık) Allâh dilediğini saptırır ve dilediğine de hidâyet eder… O, Aziyz`dir, Hakiym`dir.” (İbrahiym: 4)
Orijini Allâh indînde “Allâh`ça” olan Kur`ân-ı Kerîm, çok zengin bir lisan olan Arapça olarak inzâl edildiğinden, her anlayış mertebesine farklı derinlikli mânâlar açmaktadır. İhtiva ettiği mecazlar ve misaller dolayısıyla da her âyet iç içe birkaç anlama işaret etmektedir.
Bize bildirilen Arapça Kur`ân-ı Kerîm orijinal olan ve hemen her âyetinde derinlikli olarak birçok anlamlar ihtiva eden Muhteşem eser olması hasebiyle, ASLA hiçbir lisana tüm kapsamıyla tercüme edilemez, meâllendirilemez!
Tüm çeviriler ve meâller sadece, çevirenin kelime bilgisi ve anlayışı kadarıyla O muhteşem Bilgi kaynağından alıntı kapsamındadır!
Bilgi”, gereği kavranmak, işareti fark edilmek, üzerinde düşünülüp yeni açılımlar edinilmek; sonuçları hissedilip yaşanmak için, “anahtardır”!.
Bilgi, ezberlenip tekrar edilesi yük değildir, hammallığı yapılası!
Kurân, “akıl sahibi insanlara” hitap eder; “robotlaştırılmış”, şuursuzca yaşayanlara değil!
Kurân isimli muhteşem bilgi kaynağı, insanlar anlamını anlamadan, kuru kuruya ezberleyip tekrar etsinler diye gelmemiştir!.
Robotlar namazın hareketlerini taklit edip Kurân’ı ezbere okurken,
Müslümanın robottan farkı ne olacaktır?
“Robotlaştırılmış” olanlar, neslin kayıplarıdır!. Geçip gidiyorlar veya gidecekler öylece de!..
Bilgi, sende yerini bulur ve onu içinde hissedersen ve seni tatbikatında aynı neticeye götürürse bilgidir!
Soru
-Genetik yolla intikal eden ilim, nakli midir? Özden gelen bir ilim midir?..
Üstad
-Özden gelen ilimlerden biridir, genetik bilgi!..
- “Nefh” olmuş “Nefes-i Rahman”
- Ceberût âlemi
- Algılanan(Madde) ve algılanamayan(Mânevi) tüm katmansal boyutları kapsayan tek boyut
- “Çok boyutlu Tek kare resim”in mürekkebi
- “Yok’tan var edilen İlmî Sûretler”
- “Çok boyutlu Tek kare resim”in figürleri
- Âlem içre Âlemler
- Evren içre Evrenler
- Hayatın kaynağı
- String boyutu
- “Melekût” boyutunun anlamları
- Evren içre evrenler ve varlıklarının algılayana göre var olan bedenleri
- İlâhi ilmin ilk zuhuru
- “Allah İsimleri” diye açıklanmış olan özelliklerin mânâ sûretleri
- Bilincin sureti
- Evrensel “Salt Bilgi”
- Henüz işlenmemiş salt bilgi
- Açığa çıkmamış haliyle “Esmâ mertebesi”!
- Evrenin özündeki, onu meydana getiren “bilgi”
- Tüm anlam ve kavramların anası-aslı
- İlâhi İlmin ilk zuhuru
- Sınırlı İlim
- Veri
- Varlığın özü ve hakikati olan, anlam oluşturan veri
- Bilinç
- İnzal olan “ilmin hakikati”
- “Tek Bilgi Kaynağı”ndan “Oku”nanlar (İçsel veya dışsal kendine ulaşanların sentezi)
- “Kitab”ıN
- Birimi ayakta tutan nesneler(Allah’ın sizin için Kıyam yaptığı mallarınız-Yıkılıp düşmeme aracınız-“İlim ve mârifetleriniz”)
- Beyninizi kuşatan surları yıkan güç…
- “Nokta”
- “Ben”
- “Can”
- “Dalga”
- “Data”
“BİLGİ”
- “Çok boyutlu Tek kare resim”
- “Çok boyutlu Tek kare resim”in mürekkebi
- “Nefes-i Rahman”
- “Yok’tan var edilen İlmî Sûretler”
- “Oku”yacağın “Kitab”ıN
- Bilincin Sûreti
- “SALT BİLGİ”-Sonsuz dönüşüm içindeki String Boyutu-Varlığın özü ve hakikati olan anlam oluşturan veri(Edinilmemiş Bilgi)-Sûretsiz, şekilsiz, mekânsız “Vücud”…-Tüm anlam ve kavramların anası-aslı, fakat bir anlama bürünmemiş hâli…-Ceberût âlemi….-İlâhi ilmin ilk zuhuru…İlk ve tek tecelli…“RUH” veya “Ruh-u Â’zâm” -“Akl-ı evvel”-“Nokta”-“Hakikat-i Muhammedî”-“Allah” ismiyle işaret ettiğinden açığa çıkan; “Evren içre Evrenler” suretinde algılanan, “nefh” olmuş “Nefes-i Rahman”…)
- “BİLGİ”NİN VARLIĞINI OLUŞTURAN-Hayat, ilim, irade, kudret, kelâm, semi, basar vasıfları-“Esmâ mertebesi”
- “BİLGİ OKYANUSU”(Kozmik Okyanus)-Sonsuz dönüşüm içindeki “String Boyutu” olarak anlatılan sonsuz yapı-Dalga hareketi
- BİLGİ İLE “YOK”TAN VAR EDİLEN İLMÎ SURETLER- “Çok boyutlu tek kare resmin” figürleri… -Âlem içre âlemler…-Evren içre evrenler…Paralel Evrenler
- “BİLGİ HAREKETİ VE AKIŞI”-Evren içre Evrenler
- “BİLGİ” PAKETLERİ-Enerji dalgaları
- “BİLGİ”NİN BENLİĞİ-”Bilinç”
- “BİLGİ”NİN SURETİ-Dalga
- “BİLGİ BİRİKİMLERİ”-Okyanus(DNA, Nöronlar)-“Çok kare” algısı- Düşünenler için süslenen, Üst bilinç boyutunda(“Semâ”da) oluşturulan mertebeler(Burçlar)
- “BİLGİ DALGACIĞI”- Herşey…
- “BİLGİ KİTABI”-“Kur’ân”(“Işık”-“Nur”)
- VARLIĞIN MUTLAK TEKİLLİĞİNİ VURGULAYAN VE SİSTEMİNİ ANLATAN MUHTEŞEM “BİLGİ”-“Bir âlemler, bir de Gökte-ötelerde bir yerde İlâh-Tanrı yok; yalnızca “Allah İsmi” ile işaret edilen Mutlak Zât var” anlayışı
- “BİLGİ BÜTÜNLÜĞÜNÜN UYARISI”-Sizin anlayamadığınız, “Her Şey”in “O”nu zikri….
- “BİLGİ EVRENİ”NDEKİ BİLGİN-Varlığın…Kendini tanıyıp ne olduğunu fark edişin…
- “BİLGİ KOZASI”-İnsanın kendi “nokta”sının oluşturduğu…
- “BİLGİ HAZİNESİ”(Bilgi Yumağı)-Beyin(“İnsan”)
- “BİLGİ”(“Ben”)- “Can”(Anlam oluşturan veri)…
- “BİLGİ CAN”-DNA’daki Bilgi-“Bilgi”nin enzimde açığa çıkışı
- “BİLGİ”NİN ENZİMDE AÇIĞA ÇIKIŞI-“Bilgi Can”
- BİLİP DE UYGULANMAYAN “BİLGİ” -Taşa dökülen ve akıp giden su misali….
- “BİLGİ”NİN TEKRARI-Ezber-Taklid
- “BİLGİ HAMMALI”-Öğrendiğini tatbik edemeyen
- “BİLGİ KÖRÜ”-”A’mâ”-Gözleri kadar yaşayan
- “SALT BİLGİ” (Sonsuz dönüşüm içindeki String Boyutu-Varlığın özü ve hakikati olan anlam oluşturan veri(Edinilmemiş Bilgi)-Sûretsiz, şekilsiz, mekânsız “Vücud”…-Tüm anlam ve kavramların anası-aslı, fakat bir anlama bürünmemiş hâli…-Ceberût âlemi….-İlâhi ilmin ilk zuhuru…İlk ve tek tecelli…“RUH” veya “Ruh-u Â’zâm” -“Akl-ı evvel”-“Nokta”-“Hakikat-i Muhammedî”)
- “Salt Bilgi”, tüm anlam ve kavramların anası fakat bir anlama bürünmemiş hâlidir.
- Bilgi, mekânsızca dağılmıştır(“Tüm”de eşit olarak)
- “Bilgi”(Varlığın Özü ve Hakikati olan, “Anlam” oluşturan veri-Data) “edinilmiş bilgi” değildir
- “BİLGİ”, “TEK KARE”DİR… Ama “Bilgi birikimleri”, onu “çok kare” olarak algılar.(Tüm boyutları ve katmanları meydana getiren ve her an yeni bir şan alan “Bilgi”, “çok boyutlu Tek kare resim”i de öylece meydana getirmiştir)
- BİLGİ OKYANUSU(Kozmik Okyanus-String Boyutu-Bilgi hareketliliği ve akışı-Evren içre Evrenler)
- Bilgi(ve enerji) Okyanusu(Kozmik Okyanus-“String boyutu” olarak anlatılan yapı) sonsuz dönüşüm içindedir
- “BİLGİ PAKETLERİ”(Enerji dalgaları-String boyutunda tüm algılanan… Veya düşünülen evren içre evrenler (dahi)…)
- Hakikat ve “Sünnetullah” bilgisi (Korunmak isteyenlere gerçeği idrak etmekaynağı)
- “BİLGİ KAYNAĞI”(“Bilgi Kitabı”)
- “Hakikatı ve sünnetullahı içeren BİLGİ”-Evrendeki en geniş “Bilgi Kaynağı”-“Bilgi Kitabı”…-Zengin ve cömertçe (Kerîm) açıklayan Bilgi Kaynağı…-“Işık”-“Nur”-Karanlıkta kalmış beyinlere gerçekleri görmeleri için tutulan ışık… “KUR’ÂN”!
- “BİLGİ(“Data”) BÜTÜNLÜĞÜNÜN UYARISI
- “Bilgi”, “Hakikat Noktası”ndan bilinçlere inzal olur
- “BİLGİ KOZASI” {Birimin Öz varlığı olan şuurlu-bilinçli “Hakikat Noktası”ndaki “Allah isimlerinin açılımı(Rabbani kapasitesinin izin verdiği ölçüde şuurunda açığa çıkan “Sistem”in ana kuvveleri-Allah İsimlerinin özellikleri-Mânâ Sûretleri-Meleki Kuvveler-Esma açılımı-Enfüsi keşif ve fetih potansiyeli-Manevi rızkı)-Algılayanın algılama kapasitesini oluşturan bilgi birikimine göre algılanan varlık ve kapasiteler(Mânâ Suretleri)-Birimin mutluluk ve mutsuzluk kaynağı olan Rabbani özellikleri-Algılayanın algılama kapasitesini oluşturan bilgi birikimine göre algılanan varlık ve kapasiteler-Birimlerin bilgi birikimleri oranı ve getirisi}
- “BİLGİ HAZİNESİ”(Bilgi Yumağı)->“Beyin”(“İnsan”)!
- “BİLİNÇLİ BİLGİ BİRİKİMLERİ” (“DNA”lar)
- DNA’lar dalgalarla yeni veri tabanları oluştururlar…
- “BİLGİ CAN”(DNA’daki Bilgi)
- “DNA’daki Bilgi”, enzimde “Can” olarak açığa çıkıyor; ve biz, “Bilgi-Can”ı izliyoruz, derin düşüncelere dalarak…
- Üst bilinç boyutunda(“Semâ”da) mertebeler(Burçlar) oluşturduk ve onu düşünenler için süsledik
- “BİLGİ” İLE “YOK”TAN VAR EDİLEN İLMÎ SÛRETLER ( “Çok boyutlu tek kare resmin” figürleri… -Âlem içre âlemler…-Evren içre evrenler…)
- Algılama kapasitesini oluşturan da, “Bilgi”dir
- “Bilgi”, “Ben” dediğiniz şeydir
- Bedeni ve beyni oluşturan da “Bilgi”dir
- “BİLGİ LÂFI” SATIN ALANLAR(İdrâk etmeden-ilimsizce yaşayanlar)
- “BİLGİ->BİLİNCİN SÛRETİ
- “BİLGİ”NİN BENLİĞİ->BİLİNÇ
- “Bilgi” ile “Bilinç” ayırt edilemez(“Bilgi”nin benliği, “Bilinç”tir)
- “BİLGİ EVRENİ”
- “Bilgi Evreni”ndeki bilgin(Varlığın), kendini tanıyıp ne olduğunu fark etmen kadardır
- “Bir Âlemler var, bir de Gökte- ötelerde bir yerde İlâh-Tanrı var” anlayışında isen, Varlığın mutlak tekilliğini vurgulayan ve “Sistem”ini anlatan “Muhteşem Bilgi”ye yaklaşma!
- Herkes, “Bilgi”sinin sonucunu yaşar. Yapamadıklarının sonucuna da katlanır!. (“Allah ve Rasûlüne itaat ediş veya etmeyişinin…-Ezelden Ebede geçerli olan “Yaşam Sistemi”nden(“Sünnetullah”tan) fark edebildiklerinin(“Oku”yabildiklerinin)…-·”Bilgi Kitabı Kur’ân”dan yaşayabildiklerinin…-Allah’a teslim olduğunu fark edip edemeyişinin(“Hidâyet”inin-“İslâm”ı anlayabildiği kadarının)…-Beyin veri tabanının…-“Elleriyle yaptıkları”nın…-Bilgisiyle (Veri tabanı kadarıyla) uygulayabildiklerinin….(İmanının gereği fiillerinin…)-Sınırlı yargılarının…-“Göre doğru!”larının…- “Göre Haklı!”larının… sonucunu yaşar)
- BİLGİ TEKRARI(Taklid-Ezber)
- Bilgi ezberlemek değil, irfan tahsil etmektir önemli olan…
- Bilgi ezberlemeyle ancak “Daha mükemmel bir taklitçi”(mukallit) olunur…
- Bilgi, beyninizi kuşatan hangi surları yıkabildi?
- “BİLGİ KÖRÜ(“A’mâ”-Gözleri kadar yaşayan)
- TAASSUBÎ BİLGİ
- “BİLGİ HAMMALI”(Öğrendiğini tatbik edemeyen)
- Bilip de uygulanmayan bilgi…Tıpkı taşa dökülen fakat akıp giden su misali…
BAKARA 2-2 Hakkında şüphe edilmesi mümkün olmayan o Hakikat ve Sünnetullah BiLGisi (KiTAP), korunmak isteyenlere gerçeği idrak etme kaynağıdır.
BAKARA 2-87 Andolsun ki Musa`ya (Kitap) hakikat bilgisi verdik; ondan sonra da birbiri ardınca içinizden Rasullerle takviye ettik. Meryemoğlu isa`ya da beyyineler (hakikat bilgisinin apaçık tasdiki olan haller) verdik. Onu Ruh-ül Kuds (Onda açığa çıkardığımız kuvve) ile teyit ettik. Nefsinizi yüceltmek uğruna, ne zaman hevanıza uymayan gerçekleri dillendiren Rasuller gelse, onların bir kısmını yalanlayıp, bir kısmını da öldürdünüz.
BAKARA 2-129 Rabbimiz, onların içinde senin ayetlerini (alemlerinde Esma`nın açığa çıkışını) onlara öğretip okutan, onlara Bilgiyi ve açığa çıkış sistemini (hikmeti) öğreten, onları arındıran Rasul ba`s et (insanlara Hakikati bildiren Esma`nın açığa çıkmış suretini oluştur). Kesinlikle sen Aziz Hakim’sin.
AL-U iMRAN 3-7 Hudur; ki sana inzal ettiği BiLGi (Kitap) işaretlerinin bir kısmı muhkemdir (açık-net anlaşılır hükümler ihtiva eden), bilginin (Kitabın) anası-temelidir; diğerleri de müteşabihattır (teşbih-misal benzetme yollu anlatım). Kalplerinde zey (art niyetli, olayı saptırmak isteyen düşünceye sahip) olan kişiler, fitne amaçlı tevilini (yorumunu-neye işaret ettiğini) yapmak üzere müteşabih olanlarıyla hükmederler. Bunların tevilini (kesin olarak ne kastedildiğini) ancak Allah bilir. ilimde Rasih olanlar (derinlikli düşünenler-tahkik ehli): “iman ettik, onların tamamı Rabbimizin indindendir” derler. Derin düşünen akıl sahiplerinden (Ulül Elbab) başkası bunu anlayamaz.
AL-U iMRAN 3-64 De ki: “Ey kendilerine hakikat bilgisi gelmiş olanlar, gelin aramızdaki şu ortak anlayışa; Allah`tan başkasına kulluğu düşünmeyelim; hakikatimiz olan Allah`a hiçbir şeyi şirk koşmayalım; bazımız bazımızı (mesela isa`yı) Allah dununda Rab ittihaz etmesin (Allah yanı sıra ilah-tanrı edinmeyelim).” Eğer bunlara karşı çıkıp yüz çevirirlerse, o takdirde deyin ki: “Şahit olun ki biz Allah`a teslim olmuşlardanız.”
AL-U iMRAN 3-70 Ey kendilerine hakikat bilgisi gelmiş olanlar, siz hakikate şahit olduğunuz halde, niçin Allah`ın işaretlerindeki varlığını (Esma`sının açığa çıkışı olan işaretleri) inkar ediyorsunuz?
NiSA 4-51 Kendilerine hakikat bilgisinden bir nasip verilenleri görüyor musun? Cibt`e (kendisinde kuvvet vehmedilen put) ve Tağut`a (şeytani güçler) iman ediyorlar ve hakikati inkar edenlere, “Bunlar iman edenlerden daha doğru yolda” diyorlar.
MAiDE 5-44 Gerçek ki, içinde nur ve hakikat bilgisi olan Tevrat`ı biz inzal ettik… Teslim olmuş Nebiler, onunla Yahudilere hükmederdi; Rabbaniler (Tevrat`a göre Yahudilerin terbiyesiyle ilgilenenler) ve Ahbar (ilim ve hikmet sahipleri) da onun üzerine şahitler olarak hakikat bilgisini korumakla görevliydiler… O halde insanlardan korkmayın, Ben`den korkun! Benim bildirdiğim gerçekleri az bir menfaate satmayın… Kim Allah`ın inzal ettiği (hüküm) ile hükmetmezse, işte onlar hakikati inkar edenlerin ta kendisidir!
EN’AM 6-114 O, size hakikat ve Sünnetullah BiLGisini (Kitabı) tafsilatlı olarak inzal etmişken, Allah`tan gayrı bir hakem mi arayayım? Kendilerine Kitap verdiklerimiz, O`nun Rabbinden Hak olarak nüzul edildiğini bilirler… Sakın şüphe edenlerden olma!
EN’AM 6-154 Sonra, Musa`ya Hakikat ve Sünnetullah BiLGisini, hüda (hidayet) ve rahmet olarak, muhsin olanlar üzerine de (nimetimizi) tamamlamak ve her şeyi açıklamak için verdik… Ki böylece onlar, Rablerine kavuşacaklarına iman etsinler.
EN’AM 6-155 işte bu inzal ettiğimiz de, bereketli Hakikat ve Sünnetullah BiLGisidir! O`na tabi olun ve ittika edin ki, size rahmet edilsin.
EN’AM 6-156 BiLGi, sadece bizden önceki iki taife (Yahudi ve Nasara) üzerine inzal edildi; biz, onların kendilerine geleni okuyup değerlendirmesinden gafildik demeyesiniz…
EN’AM 6-157 Yahut: “Eğer bize de O BiLGi inzal olunsaydı, elbette onlardan daha fazla, hidayet olanı değerlendirirdik” demeyesiniz diye… Rabbinizden size apaçık deliller, hüda (hakikat bilgisi) ve rahmet gelmiştir… Allah`ın işaretlerindeki varlığını (Esma`sının açığa çıkışı olan işaretleri) yalanlayıp, onlardan yüz çevirenden daha zalim kimdir! işaretlerimizden yüz çevirenler, yüz çevirmelerinin sonucunu, azabın en kötüsü ile yaşayacaklar!
ARAF (A’RAF) 7-2 Sana inzal edilen bu Hakikat ve Sünnetullah BiLGisi (Kitap), Onunla, (iman etmeyenleri) uyarman ve iman edenlere (neye-nasıl iman edip, neleri yapmaları konusunda) öğüt vermen içindir… Artık içinde, bundan dolayı bir sıkıntı olmasın.
ARAF (A’RAF) 7-52 Gerçek ki onlara, iman eden topluluğa rahmet ve hidayet kılavuzu olacak, ilime dayanan ayrıntılı bir BiLGi kaynağı getirdik.
ARAF (A’RAF) 7-196 Muhakkak ki benim Velim, O hakikat BiLGisini (Kitabı) tenzil eden Allah`tır! O, salihlere Veli olur.
TEVBE 9-29 BiLGi (kitap) verilenlerden, Allah`a ve gelecekte yaşayacakları sürece iman etmeyen, Allah`ın ve Rasulünün haram kıldığını haram saymayan ve Hak Din anlayışını (Hakikat ve Sünnetullah Bilgilerini) din edinmeyenlerle, aşağılanmış olarak kendi elleriyle cizye verinceye kadar savaşın.
YUNUS 10-1 Eliif, Laam, Ra… işte bunlar Kitab-ı Hakim`in (hikmet dolu hakikat BiLGisi kaynağının) işaretleridir.
HUD 11-1 Eliif, Laam, Ra… BiLGinin (Kitabın) işaretleri kesin oluşmuş; sonra Hakim ve Habir`in ledünnünden (birimin Esma zatından) detaylandırılarak açığa çıkarılmıştır!
HUD 11-47 (Nuh) dedi ki: “Rabbim! Bilgisine sahip olmadığım (içyüzünü bilmediğim) şeyi senden istemekten sana sığınırım! Beni bağışlamaz ve bana rahmet etmezsen hüsrana uğrayanlardan olurum.”
YUSUF 12-1 Eliif, Laam, Ra… Bunlar Hakikati apaçık ortaya koyan BiLGinin işaretleridir.
HiCR 15-1 Elif, Laam, Ra… Bunlar O BiLGinin (Hakikat ve Sünnetullah), Kuran`ın apaçık işaretleridir.
NAHL 16-64 Biz sana bu BiLGiyi (Kitabı) karşı çıktıkları şeyi (hakikati) kendilerine açıklayasın diye ve iman eden bir topluma da hidayet (hakikat bilgisi) ve rahmet olarak inzal ettik.
iSRA 17-14 OKU yaşam bilgini (kitabını)! Bilincin bu aşamada, yaptıklarının sonucunun ne olduğunu görmeye yeterlidir.
MERYEM 19-41 Gelen BiLGi içinde İbrahim`i de hatırla (zikret)! Muhakkak ki O Sıddık`tı, Nebi idi.
MERYEM 19-51 Gelen BiLGi içinde Musa`yı da hatırlat (zikret)… Muhakkak ki O muhlas (Allah`a kulluğunun farkındalığında olan, seçilmiş) idi; Rasuldü, Nebiydi.
MERYEM 19-54 Gelen BiLGi içinde ismail`i de hatırla (zikret)… Muhakkak ki O sadık-ul va`d (Allah`a kulluğundan gafil olmayacağı vaadine sadık) ve Rasul idi, Nebi idi.
MERYEM 19-56 Gelen BiLGi içinde idris`i de hatırlat (zikret)… Hakikaten O Sıddık idi, Nebi idi.
FATIR 35-7 Hakikat bilgisini inkar edenler için şiddetli bir azap vardır. iman edip imanının gereğini uygulayanlara gelince, onlar için bir mağfiret ve büyük bir karşılık vardır.
MÜ’MiN – MUMIN 40-2 O BiLGi`nin (Hakikat ve Sünnetullah hakkında) tenzili (tafsile indirme), Aziz ve Alim olan Allah`tandır!
FUSSiLET 41-3 Anlayabilen bir toplum için, Arapça bir Kur`an olarak işaretleri tafsil edilmiş Bilgidir!
ZUHRUF 43-2 O hakikati apaçık açıklayan BiLGiye yemin olsun…
TUR 52-2 Satır satır yazılmış (tüm detayları ihtiva eden) BiLGi`ye!
Kavram hakkında henüz bir not alınılmadı.
İlâh – Tanrı
Anlamı TANRI – İLÂH, tapınılan varlık anlamına gelir.. Öğülen, yüceltilen, büyütülen ve bütün bunların karşılığında da kişiye istek ve arzuları istikametinde bağışlarda bulunacağı umulan varlıktır TANRI!.. Dilimizdeki “TANRI”, “İLAH”, “MABUD”
Yüksek Frekans
Anlamı Melekler aslında, orijin yapı olarak suretsiz ve şekilsiz varlıklardır. Ancak, meleğin işlevi ile bağlantılı bir frekansı vardır!. Yani, melekler, belirli çok çok yüksek frekanslardır, titreşimlerdir!. Ve, bu titreşimlerin ihtiva