Ba’s

  • BÂİS” ismi dar manâda yeni bir bedenle varoluş gibi anlaşılır. Ve işin gerçeğini bilmeyenler tarafından da zannedilir ki, -şimdi ölücez yok olucaz; sonra kıyâmette mahşerde Allâh bizi –BÂ`S– edecek yeniden yaratılacağız! Bütüniyle İslâm öğretisi dışındaki yanlış bâtıl ilkel bir bilgidir!.

    BÂİS” ismi her an geçerlidir ve eseri her an görülen bir isimdir. Bâ`s olayı da her an cereyan etmektedir. Ölüm meydana geldiği anda, kişi fizik bedenden kopar, biolojik bedenle bağlantısı kesilir ve hemen o anda mikrodalga bedenle “Bâ`s” olarak yaşamına kesintisiz bir şekilde devam eder. Bu hususu isteyenler, İmam-ı Gazalî`nin Esmâ-ül Hüsnâ ismiyle dilimize tercüme edilen kitabında -BÂİS– ismi açıklamasında veya -Hazreti MUHAMMED`İN ALLAH`I– isimli kitabımızın –ÖLÜMÜN İÇYÜZÜ– bahsinde tetkik edebilirler.İşte bu -Bâis- ismi zikri hem olayın kavranılmasını kolaylaştırır hem de, her anki bâ`s oluşumuzda, yâni her an yeni bir bedenle varoluşumuzda bize çok daha gelişmiş özellikler getirir.

  • Bir boyuttan, diğer bir boyuta geçiş yani “BÂ`S“, yeni bir doğum, yeni bir başlangıç, bir sonun ardındaki bir ilktir…

  • Amentü`de okunan şu cümleye bir bakın…

    «Vel ba`sü ba`del M E V T»…

    Dikkat ediniz!..

    «Vel ba`sü ba`del KIYÂMET» denmiyor!..

    Yani, «bâ`s» kelimesiyle anlatılan olay, KIYAMET`ten sonraki değil, ÖLÜMÜ TATTIKTAN sonrakidir!..

  •  Ölümü tadınca, Madde beden çözülür; ve RUH bedenle ba`s olmuş olarak kâbirde kıyâmete kadar yaşamımız devam eder.

    Sonra «Kıyâmet» denen, dünyanın Güneş ısısında bozunumu devresinde, bugünkü karakteristiği istikâmetinde yeniden bâ`s olur!..

    Ve nihayet, son defa bu bedenler de gittiği ortama göre yeniden bir bâ`s ile oluşurlar…

  •  “Kişi ne hâl ile yaşarsa, o hâl ile ölür ve hâl ile bâ`s olur!..”
  • Madde bedenle yaşayan ve bes duyu sınırlari içinde hapis olan insan, maddeötesi ışınsal yaşam boyutuna geçince, uykudan uyanmış şekline girer ve tüm dünyada yaşadıkları «rüya» hükmünde olur… Buna karşılık içine girdiği ışınsal yaşam boyutu ise onun hakiki dünyası olur… Ki bu da kıyâmete kadar sürer. Kıyâmetten sonra üçüncü defa yeni bir bedenle bâ`s olur ki bu da mahşer yaşami boyunca kullanacağı bedenidir.

  • Hepimizin bildiği meşhur açıklaması vardır Rasûlullah aleyhisselâmın:

    “Kişi ne hâl ile yaşarsa o hâl ile ölümü tadar; o hâl üzere bâs olur ve o hâl üzere kâbir âleminden mahşer âlemine geçer!.”

  • Ruh bedenler kıyâmet akabinde o şartlara göre yeni bir yapıya dönüşürler, yeni bir baâs olur!… ve bu bedenlerle Cehennem denen ortamı geçmeye çalışırlar.. Cehennem ortamından kurtulanlar ise bir bâ’s daha geçirerek ruh bedenden “nur beden” haline dönüşürler; böylece de bu bilinçler, “nurâni varlıklar” olarak cennet boyutunda yaşamlarını sürdürürler.. Bu Allahûâlem milyarlarca yıl sürer!.

  • ÖLÜM” denilen, beynin faaliyetinin durması ve vücudun manyetizmasının kesilişiyle beraber, kişi kendini bu “hologramik dalga beden” olarak hissedip yaşamaya başlar…

    Ba`sü ba`del mevt” denilen hâldir bu anlattığımız!…

    Ancak, o kişi yaşamı boyunca neleri düşünmüş, neleri hissetmişse; ne tür endişe ve korkulara kapılmış, sevgiler duymuşsa, o “dalga beden” yaşantısında da bunlardan gayrını bulmaz!..

    Bu sebeple kişi, fizik-şimik bedende kendini ne ölçüde ve nasıl tanımış ve kabullenmişse; daha sonra kendini içinde bulacağı “âhiret âleminde” yani “dalga boyutta”, “hologramik dalga bedende” de kendini o özellikleriyle bulur…

    Nitekim Hazreti Rasûl bu gerçeğe şöyle işaret eder:

    -Nasıl yaşarsanız o hâl üzere ölürsünüz; ve ne hâl üzere ölürseniz, o hâl üzere bâ`s olursununz… Ve kıyâmette de o hâl üzere haşrolursunuz…”

    “Ölüp de dirilme” denen olay, öldükten sonra kıyâmette olmayıp; bedenin kullanılmaz hâle gelmesinin hemen sonraki anında oluşmaktadır!.

    Yâni yaşam, “biyolojik beden” boyutundan, “ruh-dalga beden” boyutuna geçiş şeklinde ve bilince göre kesintisiz bir şekilde devam etmektedir!..

    Bu yüzden de demekteyiz ki, “ölümü tadan” her kişi sonraki anda “ruh beden”le diri bir halde; aklı-bilinci tamamiyle yerinde olarak mezara gömülür!..

    Ve de kıyâmete kadar diri bir halde kabir âleminde yaşamını sürdürür!..

  • Her kozadan çıkış, her rahimden çıkış, büyük zorluklarla olur!.

    Bir hayvanın doğurması, bir insanın doğurması, bir böceğin kozadan çıkması… Bütün bunlar, sayısız zorluklardır.

    Madde dediğimiz boyuttan da semânın melekûtuna geçebilmek öylesine zordur!

    Çünkü, bir boyuttan, diğer bir boyuta geçiş yani “BÂ`S“, yeni bir doğum, yeni bir başlangıç, bir sonun ardındaki bir ilktir…

    Ama, kimine de kolaydır!… Allah`ın kolaylaştırdıklarına kolay gelir…

  • Kurân, insanların ölümü TATMAK sûretiyle boyut değiştirip yaşamlarına devam edeceklerini bildirirken… Allah Rasûlü, kâbirdeki kişilerin canlı ve kendilerine hitap edeni duyar halde olduklarını vurgularken… Bütün Müslümanlar Amentü`de “vel ba`sü badel mevt“, yani “mefta oluşumla birlikte ölümötesi yaşamıma bâ`s olacağıma iman ettim” derken… Ölen(!?) insanın toprak olup, sonra tekrar topraktan yaratılacağını söyleyen bir kişi İlâhiyat Fakültesine Dekan seçilebiliyor; ortalıktaki bu tür ilâhiyatçılardan (tanrıbilimcilerden) ileri geçilmiyor!.

    Daha, İmamı Gazalî`nin açıkladığı “El Bâis” ismi anlamından ve “Baâs“ın ne olduğundan haberleri bile yok sayın din profesörlerinin!

    Fesuphanallah!…

    Yenileniyoruz!. Her nasıl yenilenmekse! Kulağın çınlasın ey Müceddid!.

    Neyse…

BÂ’S

BEDEN SIÇRAMASI-BEDEN DÖNÜŞMESİ-RUHÂNİ DİRİLİŞ

Bilincin “Ölüm”ü tadması

  • Bilincin bir holografik boyuttan diğerine geçişi(Bir boyuttan, diğer bir boyuta geçiş)
  • Yeni bir doğum, yeni bir başlangıç, bir sonun ardındaki bir ilk!
  • Bilincin bedenin tükenişiyle birlikte yeni bir bedenle yaşamına devam etmesi
  • Bedenle ilgisi kesilen Bilincin ruhu kullanmaya başlaması
  • Yeni bir doğum, yeni bir başlangıç
  • Bir yapının son bulmasının akabinde ikinci bir yapının varolması
  • Bir sonun ardındaki bir ilk
  • Bir boyuttan, diğer bir boyuta geçiş
  • Bir yaşam bitiminin hemen akabinde başlayan yeni bir yaşam…
  • Yeni bir bedenle yeni bir boyutta oluşum…
  • Ruhâni Diriliş
  • Yeni bir yapıyla yaşama devam
  • Yeni bir bedenle yaşam
  • Allah’a dönme

ALLAH’IN İNSANI BÂ’S ETMESİ

Bu madde bedende- fizik bedende yaşayan varlığın, şuurun, bilincin, bu bedenin tükenişiyle birlikte yeni bir bedenle yaşamına devam etmesidir.

 

KIYAMETTE DEĞİL;

ÖLÜMÜ TADIŞIN HEMEN AKABİNDE GERÇEKLEŞEN “BA’S”

Ölüm, bilince hiç bir kesiklik getirmez!

Hammadde vücuda giriyor, bioelektrik enerjiye dönüşüyor; bu bioelektrik enerji organik bilgisayarı besliyor.

Organik bilgisayar yani beyin, bu bioelektrik enerjiyi alıyor; kendi bünyesinde değerlendirerek mikrodalga enerjiye dönüştürüyor ve bu mikrodalga enerjinin bir kısmını çeşitli dalgalar şeklinde dışarı yayıyor. Bir kısmını da kendi yeni bedenini meydana getirmek için kullanıyor.

Yani sizin bedeninizin kullanılmaz hâle gelmesinden sonra yaşamınızın devam edeceği “Mikrodalga bedeninizi” oluşturuyor beyin! .

Ve bunu sanki televizyon dalgaları misalinde olduğu gibi, tüm zihinsel faaliyetleri ses ve görüntü dalgalarını elektrik dalgasına çevirerek televizyon dalgası şekline dönüşmesi gibi, tüm zihinsel faaliyetlerini ana taşıyıcı dalgalara yüklemek suretiyle eskilerin “RUH” adını verdiği maddeötesi bedeninizi meydana getiriyor. Yani ruh diye bahsetttikleri şey, biz doğarken eskiden yaratılmış da(!) dışarda sırasını bekleyip dünyaya bu bedene gelip giren bir şey değil!

“Ruh” ismiyle işaret edilen yapı, bir mikrodalga bedendir ki, beyin tarafından üretilir. Ve beyin, ürettiği bu taşıyıcı dalgalara, “Bellek Dalgaları” dediğimiz ses ve görüntü dalgalarını ve tüm zihinsel faaliyeti yükler.

Bu sebeple kişi “ölüm” dediğimiz olayı yaşadığı anda beyin durur. Beynin bioelektrik beslemesi bedende durur. Dolayısıyla beden manyetizmasını yitirir ve böylece de o mikrodalga beden serbest kalır.

Nasıl ki şu elektrik şebekesini bir yedek jeneratöre bağlarsak ve elektrik kesildiği anda otomatik olarak jeneratör devreye girip burada hiç kesintisiz ışık devam ederse; aynı şekilde şuur da, bilinç de beynin durmasıyla birlikte mikrodalga bedende yaşamına devam eder.

İşte bu sebepten dolayıdir ki hiçbir insan ilk anda öldüğünü farketmez!.

Ölüm, bilince hiç bir kesiklik getirmez!

 Hattâ çok zaman, kişi, ilk anda ölümü tattığını bile farketmez.

 Şuurlu bir şekilde çevresini algılar ve ağlayıp haykıranlar yüzünden ilk anda paniğe kapılıp, büyük üzüntü duyar!.

 Bedenin yıkanışını, cenaze namazının kılınışını, gelenleri seyreder; ve en büyük paniği de bedeni mezara konulduğunda yaşar; çünkü bilinçli ve diri bir varlıktır; ancak ne yazık ki de bedeniyle birlikte mezara konmak zorundadır!

 Nasıl gündüz yaşadığınız olaylar zorunlu olarak gece rüyanıza girer ve bunu değiştiremezseniz rüyada; aynı şekilde tüm yaşam boyunca kendinizi o beden kabul ettiğiniz için de o anda bedeni bırakıp uzaklaşamaz ve o bedenle birlikte mezarın içinde bulursunuz kendinizi; ve dahi uzaklaşanların ayak seslerini işitirsiniz!.

İşte bu sebepledir ki Kurân, “öleceksiniz” demez;

”Her insan ölümü tadacaktır!” der.

Yani Ölüm, tadılacak bir olaydır!.Yaşanacak geçilecek bir olaydır. “BEDEN DÖNÜŞMESİ” – “BEDEN SIÇRAMASI” dır!

Bu “beden dönüşmesi”- “beden sıçraması” denen olay da İslâm’da “BA’S” kelimesiyle bahsedilmiştir. Ve bunu da size her ne kadar bilimsel olarak izah edemeseler de, demişlerdir ki; İman et!.

Nasıl?

Âmentü’de:

Vel ba’sü ba’del mevt.

Yani “Mevtin akabinde, mevtin sonrasında yeni bir bedenle yaşamıma devam edeceğime iman ediyorum”.

Ama dikkat edin! “vel ba’sü ba’del mevt” diyorsunuz. “vel ba’sü ba’del kıyâmet” demiyorsunuz.

Bugün eğer hocaları dinlerseniz, Din’i temsil ettiğini sanan adamları dinlerseniz; göreceksiniz; ”Ölüp, mezara konacak, kıyâmette dirileceksiniz” derler…

Kurân’dan haberleri yok!

Âmentü’den haberleri yok!

Kurân “ölümü tadacaksınız!” diyor. “Öleceksiniz” demiyor. Bu bedeni kulanamaz hâle geldiğini göreceksin ve bu hâlinle yani mikrodalga bedenle yaşamına devam edeceksin.

 

BÂ’S İÇİN TAKDİR EDİLMİŞ ECEL TAMAMLANINCAYA KADAR,

SİZİ  KESİTSEL ALGILAMA ARAÇLARIYLA İLGİLİ BEYİN İŞLEVİNDE

BA’S EDER

Nasıl da (B sırrınca) Allah’ı inkar ediyorsunuz?.. Halbuki siz ölülerdiniz de O sizi diriltti… Sizi yine öldürecek ve sonra sizi diriltecek; nihayet Ona döndürüleceksiniz.(Bakara/28)

  O’dur ki, (Bi-) geceleyin sizi vefat ettirir; (Bi-) gündüzün (korteksinizle; kesitsel algılama araçlarınızla) ne işlediğinizi/kazandığınızı bilir… Sonra Ecel-i Müsemma (ba’s için takdir edilmiş ecel) tamamlanıncaya kadar onda (kesitsel algılama araçları ile ilgili beyin işlevinde) sizi (O) ba’seder… Sonra merci’niz (dönüşünüz) O’nadır… Sonra (O) neler yaptıklarınızı (B sırrınca) size haber verir. (En’am/60)

 

DEFALARCA BEDEN DEĞİŞTİRME

Senin kafanda, düşünebildiğin, ulaşabildiğin en son noktada; “ben bu beden değilim, ben bir ruh yapıyım” düşüncesi var. Kendini bir ruh yapı olarak kabul ediyorsun.

Nitekim, rüyanda da kendini nasıl görüyorsun?.

Bu madde bedenin ağırlığına sahip olmayan, zaman zaman en olmayacak işleri yapabilen lâtif bir beden olarak hissediyorsun kendini. Hattâ bazen, kendini dahi görmüyorsun.

Dikkat ederseniz, rüyada yaş kavramı da yoktur, hissedilmez!.

İşte senin kafanda düşünebildiğin en ileri safha; “ben bir ruhum.” saplantısı oluyor. Halbuki, sen bir ruh da değilsin!.

Şu anda, “ben bir beden değilim!.” bilincine eriştiysen, aynı şekilde sen, bir ruh da değilsin!.

Sen, “Evrensel Öz”den meydana gelmiş, bir “evrensel obje”sin.

Düşünürsen, hücreden moleküle, molekülden atoma, atomdan atomun altına inerek, evreni meydana getiren dalgalardan ibaret olan yapıya gelirsin.

Senin. “Ben” dediğin gerçek varlığın “dalga-bilinç” varlıktır; kuantsal varlıktır. Dolayısıyladır ki, senin bilincin, bir dalga boyudur.

Bir dalga boyu olan bilinç, her dem kendinde tahayyül ettiğini var görür ve o hayâlin içinde yaşar. Onun için de “cennet” adıyla işaret edilen ortamda ne düşünür, hayâl edersen, anında o düşündüğün şey meydana gelir.

Örneğin; “benim beş tane bedenim olsun!.“ dersin… Anında, cennette beş tane bedenle yaşarsın. “Her biri ile ayrı ayrı şeyler yapayım” dersen, her biri ile ayrı ayrı şeyler yaparsın.

Ben sana, senin bir bilinç varlık, bir dalga boyu varlık olduğunu nasıl anlatabilirim?.

Ha, bundan 100 sene önce yaşamış birine ben onun bir moleküler, atomik beden olduğunu anlatmaya kalkmışım!.

Ha, bugün yaşayan sana, senin bir dalga boyu varlık olduğunu, dalga boyundan ibaret bir bilinçten oluştuğunu, maddi veya mânevi, ruhâni bir beden olmadığını anlatmaya çalışmışım?.

Dışarıdaki adam benim bu konuşmamı dinlese; “Bu adam üşütmüş, saçmalıyor.” der geçer. O da haklı!. Çünkü, içinde yaşadığı sistemin inceliklerinden haberi yok; tefekkürü yok!.

İnsanlar bu anlattığım boyutları anlayamadığı için eski devirdekiler; “olay maddi değil, mânevidir.” diyerek; insanlardaki azap duyma mekanizmasını kaldırıyorlar. Yani, “olaylar ruhânidir. Ruhta da azap duyma diye bir olay yoktur. Öyleyse cehennemde azap duyma yoktur” noktasına işi getirmek için bunu söylüyorlar.

İmam-ı Gazâli de, bu yanlış düşünceyi kesmek için; “Cismani beden var” diyor.

Bugün nasıl biyolojik beden varsa, öldükten sonra da ruhâni bir beden var. Bugün, sen, nasıl “biyolojik bedenim var ama, ben bu beden değilim.” diyorsan, ruhâni beden de bir süre sonra terk edilecek bir beden!.

İmâm-ı Gazâli, Esmâ-ül Hüsna şerhinde “El Bâis” isminin mânâsını açıklarken, “defalarca beden değiştirmekten” bahseder. Yani, biyolojik beden gidecek, ruhâni beden gelecek. Ruhâni beden gidecek, nurâni beden gelecek. Veya onun dışında başka tür bir beden gelecek.

Artık, geriye dönüş yok!. Ama, ileriye doğru değişik “ba’s”lar geçirileceğinden bahsediliyor.

 

“BÂİS” ESMÂSI, HER ANKİ BÂ’S OLUŞTA

DAHA GELİŞMİŞ ÖZELLİKLER GETİRİR!

İşte bu “Bâis” ismi zikri hem olayın kavranılmasını kolaylaştırır hem de, her anki bâ’s oluşumuzda, yâni her an yeni bir bedenle varoluşumuzda bize çok daha gelişmiş özellikler getirir.

 

AZRAİL’İN BÂ’S OLAYINDAKİ ROLÜ

İnsanın ölümünü Azrail’e bağlamak son derece yanlış ve sınırlı bir anlayıştır, ilkel bir yaklaşımdır!

Azrail”in görevi, bir yapının varlığına son verip, o yapının son buluşu ile birlikte, ikinci bir yapının başlangıç ortamını sağlamaktır. Ancak, ikinci yapıyı başlatan Azrail değildir.

İkinci yapıyı başlatan, “EL BÂİS” isminden oluşan melektir! Azrail, ölümü tattırır; yâni, o birimin mevcut yapısıyla alâkasını keser; o yapıyla alâka kesilmesinin hemen akabinde, “BÂİS” isminden var olmuş melek görevi alır, o birimin yeni yapısını meydana getirerek, ikinci anda o yapı ile o varlığı meydana getirir.

 

“BÂİS” İSMİ,

HER AN GEÇERLİDİR!

“BÂİS” ismi dar mânâda yeni bir bedenle varoluş gibi anlaşılır. Ve işin gerçeğini bilmeyenler tarafından da zannedilir ki, “şimdi ölücez yok olucaz; sonra kıyâmette mahşerde Allah bizi -BÂ’S- edecek yeniden yaratılacağız!

Bütünüyle İslâm öğretisi dışındaki yanlış bâtıl ilkel bir bilgidir!.

“BÂİS” ismi her an geçerlidir ve eseri her an görülen bir isimdir.

Bâ’s olayı da her an cereyan etmektedir!.

Ölüm meydana geldiği anda, kişi fizik bedenden kopar, biyolojik bedenle bağlantısı kesilir ve hemen o anda mikrodalga bedenle “Bâ’s” olarak yaşamına kesintisiz bir şekilde devam eder.

 

ÖLÜMÜN AKABİNDEKİ

VE KIYÂMET’TEN SONRAKİ BÂ’S

İbn-i Ömer radıyallahu anh anlatıyor… Rasûlullah buyurdu:

-Sizden birisi ölünce, cennetlik olsun, cehennemlik olsun akşam sabah kendisine makamı gösterilir. Burası yerindir. Kıyâmetteki “ba`s“ine kadar buradasın.”

Burada şu hususa dikkat çekelim. Âmentü`de okunan şu cümleye bir bakın:

“Vel bâ`sü bâ`del MEVT”.

Dikkat ediniz!. “Vel bâ`sü bâ`del KIYÂMET” denmiyor. Yâni, “Bâ’s” kelimesiyle anlatılan olay, KIYÂMET`ten sonraki değil, ÖLÜMÜ TATTIKTAN sonrakidir!

Dünyada, bildiğimiz madde bedenle ve bu arada bu madde bedenin ürettiği ruh bedenle yaşarız. Ölümü tadınca, madde beden çözülür ve RUH bedenle bâ’s olmuş olarak kabirde kıyâmete kadar yaşamını devam eder. Sonra “KIYÂMET” denen, dünyanın Güneş ısısında bozunumu devresinde, bugünkü karakteristiği istikametinde yeniden bâ`s olur. Ve nihayet son defa bu bedenler de gittiği ortama göre yeniden bir bâ`s ile oluşurlar.

Ruh bedenler kıyâmet akabinde o şartlara göre yeni bir yapıya dönüşürler, yeni bir ba’s olur ve bu bedenlerle Cehennem denen ortamı geçmeye çalışırlar.

 Cehennem ortamından kurtulanlar ise bir ba’s daha geçirerek ruh bedenden “nur beden” hâline dönüşürler; böylece de bu bilinçler, “nurâni varlıklar” olarak cennet boyutunda yaşamlarını sürdürürler. “

Nasıl da varlığınızın hakikatinin Allâh Esmâ’sı (B işareti kapsamında)olduğunu inkâr ediyorsunuz?

Ölüydünüz (hakikatinizin ne olduğunu bilmeden yaşıyordunuz), O sizi diriltti (inzâl ettiği ilimle size hayat verdi);

sizi yine öldürecek (kendini sırf bedenmiş gibi kabul hâlinden), yine diriltecek (kendini beden sanma hâlinden arındırarak bilinç boyutu hâliyle yaşam)

Nihayet sonunda hakikatinizi göreceksiniz!(Bakara/28)

BAKARA 2-129 Rabbimiz, onların içinde senin ayetlerini (alemlerinde Esma`nın açığa çıkışını) onlara öğretip okutan, onlara Bilgiyi ve açığa çıkış sistemini (hikmeti) öğreten, onları arındıran Rasul ba`s et (insanlara Hakikati bildiren Esma`nın açığa çıkmış suretini oluştur). Kesinlikle sen Aziz Hakim’sin.

BAKARA 2-213 Bütün insanlar bir zamanlar tek bir topluluk idi. Müjdeleyici ve uyarıcı olarak Allah, Nebileri ba`s etti (nübüvvet kemalatını onlarda açığa çıkardı). Onlar yanı sıra, ayrılığa düştükleri konularda aralarında hükmetmek için, Hak olarak Kitabı (hakikat ve Sünnetullah bilgisini) inzal etti. Kendilerine Kitap verilmiş olanlar, apaçık deliller gelmesine rağmen, kıskançlık yüzünden onda ihtilafa düştüler. Allah, biiznihi (nefslerindeki Esma bileşiminin elvermesiyle) iman edenleri, onların ayrılığa düştükleri konuda, hidayete erdirdi. Allah dilediğini dosdoğru yola erdirir.

BAKARA 2-246 Musa`dan sonra israiloğullarının ileri gelenlerinden bir grubu görmedin mi? Hani onlar Nebilerine: “Bizim için bir Melik ba`s et de Allah yolunda savaşalım” demişlerdi. O Nebi de sordu: “Ya üzerinize savaş hükmolur da savaşmazsanız?”… Dediler: “Biz niye Allah yolunda savaşmayalım ki? Üstelik yurdumuzdan, çocuklarımızdan olmuşken!” Ne zaman ki üzerlerine savaşmak hükmoldu, onlardan pek azı hariç savaşmaktan yüz çevirdiler. Allah zalimleri (onları Esma`sından yaratan olması dolayısıyla) Alim`dir.

BAKARA 2-247 Nebileri onlara dedi ki: “Muhakkak ki Allah, Talut`u sizin için Melik olarak ba`s etti.” Dediler: “Nasıl olur da o bizim üzerimize mülk sahibi olur? Biz mülkumüze ondan daha çok hak sahibiyiz. Üstelik servet itibarıyla zengin de değildir.” Nebileri dedi ki: “Muhakkak ki Allah onu sizin üzerinize seçti, ilimde derinlik, bedende genişlik verdi.” Allah mülkünü (mülkünde tasarrufu) dilediğine verir. Allah Vasi`dir, Alim`dir.

AL-U iMRAN 3-164 Andolsun ki Allah iman edenlere bir lütuf olarak, içlerinde nefslerinden bir Rasul ba`s etti (aralarından kendi türlerinden bir Rasul ortaya çıkardı) O`nun işaretlerini okuyor; onları arındırıyor, onlara hakikat bilgisini ve Hikmeti (her şeyin oluş sistem ve düzenini) öğretiyor. (Halbuki) onlar daha önce apaçık bir sapıklık içindeydiler!

MAiDE 5-12 Andolsun ki Allah, israiloğullarının sözünü aldı… Onlardan on iki temsilci ba`settik… Allah şöyle buyurmuştu: “Ben muhakkak sizinleyim… Salatı ikame ettiğiniz, zekatı verdiğiniz, Rasullerime iman edip onlara yardımcı olduğunuz; Allah`a karz-ı hasen ile borç verdiğiniz takdirde, kötülüklerinizi sizden silerim; elbette sizi altlarından nehirler akan cennetlere koyarım… Bundan sonra sizden kim hakikati inkar ederse, gerçekten yolun ortasından sapmıştır.”

MAiDE 5-31 Bunun üzerine Allah, kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini göstermek için, toprağı eşeleyen bir karga ba`setti… (Kabil) kendi kendine söylendi: “Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar olmaktan acizim ki kardeşimin cesedini toprağa gömmeyi düşünemedim!” Artık pişmanlık duyanlardan olmuştu.

EN’AM 6-36 Ancak algılayanlar (davete) icabet eder! Ölülere (ilimle diri olmayanlara) gelince, Allah onları (ölümü tattıktan sonra) ba`seder, sonra O`na döndürülürler.

EN’AM 6-60 O`dur ki, sizi gecenin içinde vefat ettirir (uyku ölümün kardeşidir: Hadis); gündüzde ne yaptığınızı bilir… Sonra takdir edilmiş ömür tamamlanıncaya kadar sizi gündüzleri ba`s eder… Sonra dönüşünüz O`nadır… Sonra yaptıklarınızı size haber verir (yaşamınızı işin hakikati yönünden değerlendirtir)!

EN’AM 6-65 De ki: “O, fevkinizden (gökten-derununuzdan) yahut ayaklarınızın altından (yeraltından-dıştan) size bir azap ba`sedip göndermeye ya da bölünmüş topluluklar halinde sizi birbirinize düşürüp, bazınızın şiddetini bazınıza tattırmaya Kadir`dir.” Bak nasıl türlü şekillerle anlatıyoruz işaretleri, derinliğine düşünüp anlasınlar diye.

ARAF (A’RAF) 7-14 (insanların ölüm sonrasında) Ba`s olacakları güne kadar bana mühlet ver dedi.

ARAF (A’RAF) 7-103 Sonra, onların ardından Musa`yı (Esma`nın açığa çıkışı olan) delillerimiz ile Firavun ve onun ileri gelenlerine ba`settik… (Firavun ve ileri gelenleri ise) onlara (delillerimizin hakkını vermeyerek) zulmettiler… Fesat çıkaranların sonu nasıl oldu, bir bak!

ARAF (A’RAF) 7-167 Rabbin ilan edip bildirmiştir ki: “Kıyamet sürecine kadar, kendilerine azabın en kötüsünü yapacak kimseleri mutlaka ba`sedecektir”… Muhakkak ki Rabbin, elbette Seri ül ikab`dır (işlenen suçun karşılığını anında oluşturan)… Muhakkak ki O elbette Gafur`dur, Rahim`dir.

YUNUS 10-74 Ondan (Nuh`tan) sonra nice toplumlara, apaçık deliller (muhtevası özel Esma manaları) olan Rasuller ba`settik… Daha önceden yalanlamış oldukları şeye (gene) iman etmediler… işte haddi aşanların kalpleri üzerine böyle mühür vururuz (şuurları kilitlenir)!

YUNUS 10-75 Sonra, bunların ardından Musa`yı ve Harun`u, işaretlerimiz olarak ba`settik, Firavun`a ve ileri gelenlerine… (Onlar ise) kibirlendiler ve suçlular toplumu oldular.

HUD 11-7 Hu ki semalar ve arzı altı aşama sürecinde yaratmıştır (enfüsi manada altı bilinç kademesindeki şuuru {sema} ve bedeni {arzı}); O`nun Arşı (hükümranlığının açığa çıktığı Esma mertebesi) Su (evrenin hakikati olan dalga {wave} okyanusundaki iLiM olarak); (insan için değerlendirirsek: Esma`nın işaret ettiği özellikler kişinin şuuru ve bedeni {yüzde  SU yapısı – sudaki hafızanın çeşitli dalgalarla programlanması sonucu} üzerinde hükümrandır, anlamı düşünülebilir. A.H.) fevkindedir! Sizin hanginizin davranış olarak daha güzel şeyler açığa çıkaracağınızı belirlemek için… Andolsun ki: “Kesinlike siz ölümden sonra ba`s olunacaksınız” desen; hakikat bilgisini inkar edenler kesinlikle: “Bu apaçık bir sihirdir (olmayanı var göstermek)” derler.

HiCR 15-36 (iblis) dedi ki: “Rabbim! (Vefat ederek ölümü tadacakları ve yeni bir bedenle) ba`s olunacakları sürece kadar bana mühlet ver!”

NAHL 16-21 Hayy olmayan (yaşayan) ölülerdir… Ne zaman ba`s olunacaklarının da (yeni bir yapıyla yaratılacaklarının) şuurunda değildirler.

NAHL 16-36 Andolsun ki, her ümmet içinde: “Allah`a kulluk edin ve taguttan kaçının!” diye bir Rasul ba`s ettik… Onlardan kimine Allah hidayet etti… Onlardan kiminin de üzerine dalalet hak oldu… (Hadi) arzda seyredin (gezinin) de yalanlayanların sonu nasıl oldu bakın?

NAHL 16-38 (Onlar) en ağır yeminleri ile: “Allah, ölen kimseyi ba`setmez” diye Allah adına yemin ettiler… Hayır, O`nun üzerine hak bir vaattir (ki ölen, ölümün hemen sonraki anında ba`solacaktır)! Fakat insanların çoğunluğu bilmezler.

NAHL 16-39 Hakkında ihtilaf ettikleri şeyi kendilerine açıklasın ve hakikat bilgisini inkar edenler kendilerinin yalancılar olduklarını bilsin diye (her ölümü tadanı ba`sedecektir).

NAHL 16-89 O süreçte, her ümmet içinde, kendi nefslerinden aleyhlerine bir şahit ba`sederiz… Seni de bunların üzerine bir şahit getirdik! Sana bu Bilgiyi (Kitabı); her şeyi açıklayan, bir (yaşam) kılavuzu, bir rahmet ve teslimiyetlerinin farkındalığına ermişler için bir müjde olmak üzere, kısım kısım indirdik.

iSRA 17-15 Kim hakikate ererse sadece kendinedir bu doğru yolu bulmuş oluşu; kim de saparsa (hakikatten) yalnızca kendi nefsi aleyhine sapmış olur! Hiç kimse, bir başkasının yaptığı yanlışların yükünü taşımaz! Biz bir Rasul oluşturup (ba`s edip) onunla uyarmadıkça azap yaşatmayız!..

iSRA 17-49 Dediler ki: “Kemik yığını ve toz toprak olduktan sonra, biz mi gerçekten yepyeni bir yaradılış ile ba`solunacaklarız?”

iSRA 17-51 Yahut içinizden kendinizi olağanüstü (sadrınızda büyüklediğiniz bir yaratık; bilinç) olarak hayal edin (yine de ölüm sonrası ba`s olacaksınız)!… Diyecekler ki: “Bizi kim (hayata) iade edecek?”… De ki: “Sizi ilk defa yaratmış olan!”… (Alayla) sana kafalarını sallarlar ve derler ki: “Ne zaman olacak?”… De ki: “Çok yakın olabilir!”

iSRA 17-79 Ayrıca gecenin bir kısmında, yararını göreceğin Kuran`la teheccüde kalk (uyanarak salatı yaşa)! Umulur ki Rabbin sende Makam-ı Mahmud`u ba`seder (sende o makamın özelliklerini açığa çıkartır… {Ve çıkartmıştır da “inna fetahnaleke” ayetinde bildirilen husus ile. A.H.})!

iSRA 17-94 Kendilerine hakikat geldiğinde, insanların iman etmelerine mani olan: “Allah, rasul bir beşer ba`s etti!” demeleridir.

iSRA 17-98 işte bu onların yaptıklarının sonucudur! Çünkü onlar kendilerindeki işaretlerimizi, hakikat bilgisini inkar edenlerdi ve: “Biz kemik yığını ve toz toprak olduğumuzda mı, gerçekten yepyeni bir yaradılış ile ba`solunacaklarız?” dediler.

KEHF 18-12 Sonra onları ba`settik, iki grubun hangisinin, kaldıkları süreyi daha iyi tahmin edeceğini bilelim (daha iyi hesap edeceği ortaya çıksın) diye. (Burada bilelim demek, açığa çıkaralım, fiilen tahakkuk ettirelim de kendileri de anlasın demektir. (Elmalı tefsir; cilt: sayfa:))

KEHF 18-19 işte böylece, onları ba`s ettik (BaiS isminin işaret ettiği bir özellik onlarda açığa çıktı) aralarında yaşadıklarını sorgulasınlar, diye… Onlardan biri: “Ne kadar kaldınız?” dedi…(Bazıları): “Bir gün veya bir günün bir parçası kaldık” dediler… (Diğerleri de) şöyle dediler: “Ne kadar kaldığınızı Rabbiniz daha iyi bilir… Şimdi içinizden birini şu gümüşle (parayla) şehre gönderin de şehrin en temiz yiyeceği hangisiyse bir bakıp, ondan size biraz yaşam gıdası getirsin; çok dikkatli davransın ve sizi kimseye fark ettirmesin.”

KEHF 18-21 Böylece onlar hakkında bilgilendirdik ki, Allah`ın bildiriminin Hak olduğunu (ba`sı) ve o saatin (ölümün) şüphe götürmez olduğunu bilsinler! Hani onlar, aralarında onların olayını tartışıyorlardı… Şöyle dediler: “Onlar üzerine bina yapın; (ne olduklarını) Rableri daha iyi bilir”… Onların hakkında sözü geçenler ise; “Elbette biz onların (Ashab-ı Kehf`in) üzerine ibadethane yapacağız” dediler.

MERYEM 19-15 Dünyaya geldiği, ölümü tattığı ve ölümsüz olarak ba`s olduğunda, Selam üzerindeydi.

MERYEM 19-33 Dünyaya geldiğimde, ölümü tattığımda ve ölümsüz olarak ba`s olduğumda, Es Selam üzerimdedir.

TAHA 20-55 Sizi ondan halk ettik! Tekrar sizi oraya iade edeceğiz! Sizi ondan bir kez daha çıkaracağız (ba`s).

HAC 22-5 Ey insanlar… Eğer ba`stan (yeni bir yapıyla yaşama devamdan) şüphe içinde iseniz; (düşünün ki önceden) sizi bir topraktan, sonra spermden, sonra bir genetik yapı, embriyodan, sonra yapısı belli belirsiz bir çiğnem etten yarattık; açık seçik bildirelim! Dilediğimizi muayyen bir süre rahimlerde tutarız, sonra sizi bir çocuk olarak çıkarırız, sonra kemale erme çağınıza ulaşmanız için (gerekeni sağlarız)… Sizden kiminiz (erken yaşta) vefat ettirilir, kiminiz de bildiklerini unutmuş halde ömrün rezil çağına bırakılır… Arzı ölü olarak görürsün; ama biz onun üzerine o suyu inzal ettiğimizde, harekete geçer, kabarır ve her güzel çiftten nebat bitirir (ölü arza hayat veren, sana da verir ölümün sonrasında)!

HAC 22-7 O Saat (vefat) muhakkak gelecektir, onda hiç şüphe yoktur. Kesinlikle Allah, kabirlerde (bedenleri içinde) olan nefsleri (bilinçleri) ba`s edecektir (yeni bir beden oluşturarak yaşamlarına devam ettirecektir)!

MU’MiNUN 23-16 Sonra, kesinlikle siz kıyamet sürecinizde (olarak ölümün akabinde) ba`s olunacaksınız (yeni bir beden yapıyla yeni bir boyutta yer alacaksınız).

MU’MiNUN 23-100 Ta ki (önemsemeyip) uygulamadığım şeylerde (iman üzere yaşamda, kuvveden fiile çıkarmadıklarımda) sonsuz geleceğime yararlı çalışmalar yapayım!… Hayır (geri dönüş asla mümkün değil)! Öyle bir şey söyler ki geçerliliği yoktur (sistemde yeri yoktur)! Arkalarında yeniden ba`s olunacakları sürece kadar, bir berzah (boyutsal fark) vardır (geri dönemezler; reenkarnasyon da {ikinci defa dünya yaşamı} mümkün değildir)!

MU’MiNUN 23-101 Sur`a üflendiğinde (yeni bir ba`s için süreç başladığında), o gün aralarında nispetler (beşeri mensubiyetler, akrabalıklar, etiketler; dünyada birbirlerini tanımalarını sağlayan görünümleri) olmayacak! Sualleşmezler de (dünyadaki nispetlere/iletişime göre birbirlerini sormazlar da).

FURKAN 25-41 Seni gördüklerinde, “Allah`ın Rasul olarak ba`s ettiği bu mudur yani!” diyerek seni alaya almaktan başka bir şey edinmezler!

FURKAN 25-51 Eğer dileseydik her şehirde bir uyarıcı ba`s ederdik.

ŞUARA 26-87 Ba`s sürecinde beni rezil-rüsva etme!

NEML 27-65 De ki: “Semalarda ve arzda gaybı Allah`tan başka kimse bilmez… Ne zaman ba`s olunacaklarına da şuurları yoktur!”

KASAS 28-59 Rabbin, kendilerine işaretlerimizi bildiren bir Rasulü, ileri gelenler arasında ba`s etmedikçe, o ülke halkını yok etmez! Zaten biz sadece ahalisi zalim olan şehirleri yok etmişizdir.

RUM 30-56 Kendilerine ilim ve iman verilmiş olanlar ise dedi ki: “Andolsun ki, Allah`ın Kitabında (“OKU”nası Kitap veya Kitab-ı Mubin olarak tanımlanan yaşam boyutunda) ba`s sürecine (yeni bir bedenle yaşamınıza devam edeceğiniz sürece) kadar kaldınız… işte bu ba`s (yeni bir bedenle yaşamınıza devam edeceğiniz) süreçtir… Fakat siz (hakikati) anlamıyordunuz!”

LOKMAN 31-28 Sizin yaratılmanız da, daha sonra yeni bir bedenle yeni bir boyutta oluşumunuz da (ba`s) bir tek nefsinki gibidir… Muhakkak ki Allah, Semi`dir, Basir`dir.

SAFFAT 37-16 Öldüğümüz, toprak ve kemikler olduğumuzda, gerçekten biz ba`s olunacak mıyız?

SAFFAT 37-18 De ki: “Evet! Siz de boyun bükmüş zavallılar olarak (ba`s olunacaksınız).”

SAFFAT 37-144 Ba`s olunacakları güne kadar (Yunus) balığın karnında kalırdı (ölüm tadılma sürecine kadar dünyasında bedensellikte kalırdı).

SAD 38-79 (iblis) dedi ki: “Rabbim! (insanların ölümle) ba`s olacakları zamana kadar bana mühlet ver (kuvvelerimi kullanabileyim onlara karşı).”

MÜ’MiN – MUMIN 40-11 Dediler ki: “Rabbimiz, bizi iki kere öldürdün (bedenden ayrılma ile yaşanan ve mahşerde benliksizlik yaşamı {ferd olarak gelirler ayetindeki olay}) ve iki kere(sinde) de dirilttin (yeni bir benlikle ba`s ettin) de kendimizdeki eksiklikleri itiraf ettik!.. (Bu durumdan) bir çıkış yolu var mı?”

MÜ’MiN – MUMIN 40-34 Daha önce Yusuf da size apaçık delilleriyle gelmişti de Onun size getirdiklerinden kuşku duyarak yaşamıştınız… Nihayet (Yusuf) vefat ettiğinde de: “Allah, O`ndan sonra bir Rasul asla ba`s etmez” demiştiniz… Allah, israf eden, kuşkulu kimseyi böylece saptırır.

AHKAF 46-17 O (kişi) ki, ana-babasına: “Öf be! Benden önce nice nesiller gelip geçtiği halde, (ba`s olunmamla) çıkarılmamla mı beni tehdit ediyorsunuz?” dedi… O ikisi (ana-babası) de Allah`tan yardım isteyerek: “Yazıklar olsun sana, iman et! Muhakkak ki Allah`ın vaadi haktır” (dediler)… (O ise): “Bu, öncekilerin masallarından başka değil” demekte devam eder!

KAF 50-3 Öldükten ve toprak olduktan sonra mı (ba`s olunacağız)? O, çok uzak (dönüşü mümkün olmayan) bir geri dönüştür.

NECM 53-44 Muhakkak ki “Hu”dur ölümü tattıran da (ilimle) dirilten (ba`s eden) de!

VAKIA 56-47 Ölüp, toprak ve kemik yığını olduktan sonra, gerçekten yeni bir bedenle yaşama devam edecek miyiz = ba`s olunacak mıyız? derlerdi.

MÜCADELE 58-6 Gün gelir, Allah onların hepsini ba`s eder (yeni bir özellikle yeni bir boyutta diriltir) de yaptıklarını onlarda haber verir… Allah, onu (kendilerinden açığa çıkanları) kayda almış, onlar ise onu unutmuşlardır… Allah her şey üzerine Şehid`dir.

MÜCADELE 58-18 Gün gelir, Allah onların hepsini ba`s eder de; size yemin ettikleri gibi O`na da yemin ederler ve sanırlar ki doğru düşündüler! Dikkat edin, onlar yalancıların ta kendileridir!

CUMUA 62-2 O ki, ümmiler içinde kendilerinden Rasul ba`s etti ki, onlara O`nun işaretlerini okuyan, onları saflaştıran ve onlara Kitabı (hakikat ve Sünnetullah BiLGisi) ve Hikmeti (oluşum sistemi bilgisi) öğretsin. Oysa onlar daha önce apaçık bir inanç sapıklığı içindeydiler.

CUMUA 62-3 Onların dışında, henüz kendilerine katılmamış başkalarına da (O Rasulü ba`s etti)! O Aziz`dir, Hakim`dir.

TEĞABUN 64-7 O hakikat bilgisini inkar edenler, asla ba`s olunmayacaklarını zannettiler! De ki: “Hayır (yanılıyorsunuz)! Rabbime kasem ederim ki, elbette ba`s olunacaksınız; sonra yaptıklarınızın anlamının bilgisi sizde açığa çıkacaktır! işte bu Allah üzerine çok kolaydır!”

CiN 72-7 Muhakkak ki onlar (insanlar), sizin gibi düşünüp, Allah`ın hiçbir kimseyi asla ba`s etmeyeceğini, zannetmişler! (Bu ayet cinlerin de yaşadıkları beden boyutu itibarıyla `Ölüm-kıyamet` aşaması sonrasına insanlar gibi vakıf olmadıklarını göstermektedir. A.H.)

MÜDDESSiR 74-8 O boru öttürüldüğünde (ölüm, ba`s);

MÜRSELAT 77-7 Vadolunduğunuz (ba`s) mutlaka gerçekleşecektir!

NAZiAT 79-7 Onu Radife (ba`s; yeni ruh bedenle yaşama başlayış) izler.

NAZiAT 79-10 Hala diyorlar: “Gerçekten biz ilk halimize (toprak olduktan sonra hayata) geri döndürülür müyüz; ba`s var mı?”

ABESE 80-22 Sonra onu dilediğinde kabrinden (bedeninden) ba`s eder.

MUTAFFiFiN 83-4 Bunlar kendilerinin (ölümü tatmanın akabinde) ba`s olunacaklarını zannetmiyor mu?

4601 – Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ı işittim. Buyurmuştu ki:
“Allah Teâla Hazretleri, Mescidu’l-Aşşâr’dan, Kıyamet günü birkısım şehidleri ba’s eder (yeniden diriltir) ki, Bedir şehidleriyle sadece onlar kalkar.”
Ebu Davud, Melahim 10, (4308).

Kavram hakkında henüz bir not alınılmadı.

Temiz

Şirk, “necis” (pis) olarak tanımlanmıştır! Zıddı olan “tahir” (pislikten arınmış, temiz) ise gene Kurân’da “arınmamış olanlar bu kitaba el sürmesinler” çünkü şirk düşüncesi içindeyken anlatılmak istenenleri anlamaları mümkün olmaz; gerçeğine işaret

Oku »

Halife

Anlamı “Halife” kimdir?…“İnsan-ı Kâmil“dir!…“Yeryüzündeki halife” kimdir?…Adem nesli!.“İnsansı“lar değil; yalnızca Adem ve Havva`dan gelen nesil olan “insan”lar! Kur`ân-ı Kerîm bir âyet-i kerîmesinde insanın varoluşuyla ilgili olarak şöyle der: «BEN YERYÜZÜNDE BİR HALİFE MEYDANA GETİRECEĞİM!..» (2-30)İşte bu

Oku »

Adn Cenneti

Anlamı “Adn”, cennetlerden birinin adıdır. Sıfat cennetidir… İlâhi sıfatların kişiden zuhuru hâlinde, yaşanılanların adıdır. “Adn” cenneti yaşamı, ilâhi sıfatların birimden zuhûru ile yaşanan hâl demektir. Kendini diğer varlıklardan daha güçlü,

Oku »