Bais

  • EL BAİS… Sürekli yeni yaşam boyutlarına dönüştüren! “Her an yeni bir şe`nde” oluşun mekanizması olarak sürekli yeni bir hâl yaşatan.
  • BÂİS” ismi dar manâda yeni bir bedenle varoluş gibi anlaşılır. Ve işin gerçeğini bilmeyenler tarafından da zannedilir ki, -şimdi ölücez yok olucaz; sonra kıyâmette mahşerde Allâh bizi –BÂ’S– edecek yeniden yaratılacağız! Bütüniyle İslâm öğretisi dışındaki yanlış bâtıl ilkel bir bilgidir!.
  • BÂİS” ismi her an geçerlidir ve eseri her an görülen bir isimdir. Bâ’s olayı da her an cereyan etmektedir. Ölüm meydana geldiği anda, kişi fizik bedenden kopar, biolojik bedenle bağlantısı kesilir ve hemen o anda mikrodalga bedenle “Bâ’s” olarak yaşamına kesintisiz bir şekilde devam eder. Bu hususu isteyenler, İmam-ı Gazalî‘nin Esmâ-ül Hüsnâ ismiyle dilimize tercüme edilen kitabında –BÂİS– ismi açıklamasında veya -Hazreti MUHAMMED’İN ALLAH’I– isimli kitabımızın –ÖLÜMÜN İÇYÜZÜ– bahsinde tetkik edebilirler. İşte bu -Bâis- ismi zikri hem olayın kavranılmasını kolaylaştırır hem de, her anki bâ’s oluşumuzda, yâni her an yeni bir bedenle varoluşumuzda bize çok daha gelişmiş özellikler getirir.
  • Azrail, ölümü tattırır; yani, o birimin mevcut yapısıyla alakasını keser; o yapıyla alâka kesilmesinin hemen akabinde, “BÂİS” isminden var olmuş melek görevi alır, o birimin yeni yapısını meydana getirerek, ikinci anda o yapı ile o varlığı meydana getirir.
  • Bazı varlıklarda -mesela insan gibi-, “BA`S” meleğinin görevi daha o varlığın ilk oluşum safhalarında başlar… Meselâ, Ana rahminde 120. günde “BÂİS” ismi mazharı melektarafından o ceninin özünden kaynaklanan bir biçimde, -dıştan değil- “RUH” meydana getirilir!..
  • Büyük İslam Âlimi ve mutasavvıfı İMAM GAZALİ, “Esmâ`ül hüsna şerhi” isimli eserinde “El BÂİS” ismini açıklarken bakın ne diyor:

    “İnsanlardan birçokları bu hususta yanlış vehimlere kapılırlar.. Bunu da çeşitli şekillerde izaha çalışırlar, derler ki; ölüm yokluktur, baas yok olduktan sonra yeniden dirilmektir, aynen birinci dirilme ve canlandırma gibi…
  • BA`S” olayının kaynağı olan ALLAH`ın “BÂİS” isminin manasını iyi anlamak için, İmam GAZALİ`nin “Esmâ-ül Hüsnâ şerhi” isimli kitabını tetkik edebilirsiniz…
  • Hayat, sıfatıyla, hayatımız; bedenlerimiz içinde bulunduğu boyuta göre “BÂİS” ismi hükmünce yeni özelliklerle yeni yapıyla meydana gelse dahi; sonsuza dek devam edecektir.
  • EL BAİS… Sürekli yeni yaşam boyutlarına dönüştüren! “Her an yeni bir şe’nde” oluşun mekanizması olarak sürekli yeni bir hâl yaşatan.

    Bu özelliğin insanda açığa çıkışı itibarıyla… “AMENTU”da da yerini alan “Ba’sü ba’delMevt = ölüm akabindeki diriliş” anlamındadır… “Mutlaka siz, boyutlar değiştirerek o boyutların uygun bedenlerine dönüşeceksiniz!” (84. İnşikak: 19) âyetindeki işlev de bunu anlatır…

    Ölümü TATMAK ve bunun devamı yeni bir yaşam hâline başlamak. Şu dünya (beden) yaşamımızda iken de bu bâ’slar mümkündür… Velâyet – Nübüvvet – Risâlet bâ’sları gibi! Ki, bunlarda dahi yeni bir yaşam mertebesi söz konusudur!

    Tohumun kabuğunu çatlatıp mahsulünü açığa çıkarması gibi, ölü (bilkuvve – işlevsiz – nesnel) olanı bâ’s edip dirilten, demektir. Açığa çıkana, yeni yaşam ortam veya boyutuna kavuşana göre, bir önceki ortama uygun yaşam bedeni “kabir” hükmündedir… “O Saat (vefat) muhakkak gelecektir, onda hiç şüphe yoktur. Kesinlikle Allâh, kabirlerde (bedenleri içinde) olan nefsleri (bilinçleri) bâ’s edecektir (varlıklarındaki Esmâ özelliğiyle yeni bir beden oluşturarak yaşamlarına devam ettirecektir)!” (22. Hac: 7)
  • “Kişi ne hâl ile yaşarsa, o hâl ile ölür ve hâl ile bâ`s olur!..”
  • “Vel bâ`sü bâ`del MEVT”.
    Dikkat ediniz!.. “Vel bâ`sü bâ`del KIYÂMET” denmiyor. Yâni, “bâ’s” kelimesiyle anlatılan olay, KIYÂMET`ten sonraki değil, ÖLÜMÜ TADTIKTAN sonrakidir!..
  • Aslında insanoğlunun bir çok dirilmesi vardır; onun dirilmesi iki defadan ibaret değildir…”

    Ölümü tadınca, Madde beden çözülür; ve RUH bedenle bâ`s olmuş olarak kabirde kıyâmete kadar yaşamımız devam eder.

    Sonra «Kıyâmet» denen, dünyanın Güneş ısısında bozunumu devresinde, bugünkü karakteristiği istikametinde yeniden bâ`s olur!..

    Ve nihâyet, son defa bu bedenler de gittiği ortama göre yeniden bir bâ`s ile oluşurlar…
  • “Kişi ne hâl ile yaşarsa o hâl ile ölümü tadar; o hâl üzere bâs olur ve o hâl üzere kâbir âleminden mahşer âlemine geçer!.”
  • Ne hâl ile yaşarsanız, o hâl ile ölürsünüz; ve ne hâl üzere ölürseniz, o hâl üzere bâ`s olursunuz; ve o hâl üzere haşrolursunuz!. “Hadis”
  • Nasıl yaşarsanız o hâl üzere ölürsünüz; ve ne hâl üzere ölürseniz, o hâl üzere bâ`s olursununz… Ve kıyâmette de o hâl üzere haşrolursunuz…”

“EL BÂİS”

  • Sürekli yeni yaşam boyutlarına dönüştüren!
  • “Her an yeni bir şe’nde” oluşun mekanizması olarak sürekli yeni bir hâl yaşatan.
  • Bir yaşam bitiminin hemen akabinde yeni bir yaşamı başlatan!

Bu özelliğin insanda açığa çıkışı itibarıyla… ÂMENTÜ”de de yerini alan “Ba’sü ba’delMevt = ölüm akabindeki diriliş” anlamındadır… “Mutlaka siz, boyutlar değiştirerek o boyutların uygun bedenlerine dönüşeceksiniz!” (84. İnşikak/19) âyetindeki işlev de bunu anlatır…

Ölümü TATMAK ve bunun devamı yeni bir yaşam hâline başlamak. Şu dünya (beden) yaşamımızda iken de bu bâ’slar mümkündür… Velâyet – Nübüvvet – Risâlet bâ’sları gibi! Ki, bunlarda dahi yeni bir yaşam mertebesi söz konusudur!

Tohumun kabuğunu çatlatıp mahsulünü açığa çıkarması gibi, ölü (bilkuvve – işlevsiz – nesnel) olanı bâ’s edip dirilten, demektir. Açığa çıkana, yeni yaşam ortam veya boyutuna kavuşana göre, bir önceki ortama uygun yaşam bedeni “kabir” hükmündedir… “O Saat (vefat) muhakkak gelecektir, onda hiç şüphe yoktur. Kesinlikle Allâh, kabirlerde (bedenleri içinde) olan nefsleri (bilinçleri) bâ’s edecektir (varlıklarındaki Esmâ özelliğiyle yeni bir beden oluşturarak yaşamlarına devam ettirecektir)!” (22.Hac/ 7)}

 

`BÂİS” İSMİ MAZHARI OLAN MELEK

Azrail, ölümü tattırır; yani, o birimin mevcut yapısıyla alâkasını keser; o yapıyla alâka kesilmesinin hemen akabinde, “BÂİS” isminden var olmuş melek görevi alır, o birimin yeni yapısını meydana getirerek, ikinci anda o yapı ile o varlığı meydana getirir.

Burada enteresan ve farkedilmesi önemli olan bir husus daha var “BÂİS” ismi ağırlıklı meleğin göreviyle ilgili… O da şu;

Bazı varlıklarda, meselâ insan gibi, “BA`S” meleğinin görevi daha o varlığın ilk oluşum safhalarında başlar… Meselâ, Ana rahminde 120. günde “BÂİS” ismi mazharı melektarafından o ceninin özünden kaynaklanan bir biçimde, -dıştan değil- “RUH” meydana getirilir!.

Ayrıca ölüm anında da, gene bu “Melek” tarafından, bilincin ruhu kullanması sağlanır!.

Elbette bu bizim müşahedemizdir ki, iman edilmesi zorunlu noktalar arasına girmez!.

 

DEFALARCA BEDEN DEĞİŞTİRME

Senin kafanda, düşünebildiğin, ulaşabildiğin en son noktada; “ben bu beden değilim, ben bir ruh yapıyım” düşüncesi var. Kendini bir ruh yapı olarak kabul ediyorsun.

Nitekim, rüyanda da kendini nasıl görüyorsun?.

Bu madde bedenin ağırlığına sahip olmayan, zaman zaman en olmayacak işleri yapabilen lâtif bir beden olarak hissediyorsun kendini. Hattâ bazen, kendini dahi görmüyorsun.

Dikkat ederseniz, rüyada yaş kavramı da yoktur, hissedilmez!.

İşte senin kafanda düşünebildiğin en ileri safha; “ben bir ruhum.” saplantısı oluyor. Halbuki, sen bir ruh da değilsin!.

Şu anda, “ben bir beden değilim!.” bilincine eriştiysen, aynı şekilde sen, bir ruh da değilsin!.

Sen, “Evrensel Öz”den meydana gelmiş, bir “evrensel obje”sin.

Düşünürsen, hücreden moleküle, molekülden atoma, atomdan atomun altına inerek, evreni meydana getiren dalgalardan ibaret olan yapıya gelirsin.

Senin. “Ben” dediğin gerçek varlığın “dalga-bilinç” varlıktır; kuantsal varlıktır. Dolayısıyladır ki, senin bilincin, bir dalga boyudur.

Bir dalga boyu olan bilinç, her dem kendinde tahayyül ettiğini var görür ve o hayâlin içinde yaşar. Onun için de “cennet” adıyla işaret edilen ortamda ne düşünür, hayâl edersen, anında o düşündüğün şey meydana gelir.

Örneğin; “benim beş tane bedenim olsun!.“ dersin… Anında, cennette beş tane bedenle yaşarsın. “Her biri ile ayrı ayrı şeyler yapayım” dersen, her biri ile ayrı ayrı şeyler yaparsın.

Ben sana, senin bir bilinç varlık, bir dalga boyu varlık olduğunu nasıl anlatabilirim?.

Ha, bundan 100 sene önce yaşamış birine ben onun bir moleküler, atomik beden olduğunu anlatmaya kalkmışım!.

Ha, bugün yaşayan sana, senin bir dalga boyu varlık olduğunu, dalga boyundan ibaret bir bilinçten oluştuğunu, maddi veya mânevi, ruhâni bir beden olmadığını anlatmaya çalışmışım?.

Dışarıdaki adam benim bu konuşmamı dinlese; “Bu adam üşütmüş, saçmalıyor.” der geçer. O da haklı!. Çünkü, içinde yaşadığı sistemin inceliklerinden haberi yok; tefekkürü yok!.

İnsanlar bu anlattığım boyutları anlayamadığı için eski devirdekiler; “olay maddi değil, mânevidir.” diyerek; insanlardaki azap duyma mekanizmasını kaldırıyorlar. Yani, “olaylar ruhânidir. Ruhta da azap duyma diye bir olay yoktur. Öyleyse cehennemde azap duyma yoktur” noktasına işi getirmek için bunu söylüyorlar.

İmam-ı Gazâli de, bu yanlış düşünceyi kesmek için; “Cismani beden var” diyor.

Bugün nasıl biyolojik beden varsa, öldükten sonra da ruhâni bir beden var. Bugün, sen, nasıl “biyolojik bedenim var ama, ben bu beden değilim.” diyorsan, ruhâni beden de bir süre sonra terk edilecek bir beden!.

İmâm-ı Gazâli, Esmâ-ül Hüsna şerhinde “El Bâis” isminin mânâsını açıklarken, “defalarca beden değiştirmekten” bahseder. Yani, biyolojik beden gidecek, ruhâni beden gelecek. Ruhâni beden gidecek, nurâni beden gelecek. Veya onun dışında başka tür bir beden gelecek.

Artık, geriye dönüş yok!. Ama, ileriye doğru değişik “ba’s”lar geçirileceğinden bahsediliyor.

 

“BÂİS” ESMÂSI, HER ANKİ BÂ’S OLUŞTA

DAHA GELİŞMİŞ ÖZELLİKLER GETİRİR!

İşte bu “Bâis” ismi zikri hem olayın kavranılmasını kolaylaştırır hem de, her anki bâ’s oluşumuzda, yâni her an yeni bir bedenle varoluşumuzda bize çok daha gelişmiş özellikler getirir.

 

“BÂİS” İSMİ,

HER AN GEÇERLİDİR!

“BÂİS” ismi dar mânâda yeni bir bedenle varoluş gibi anlaşılır. Ve işin gerçeğini bilmeyenler tarafından da zannedilir ki, “şimdi ölücez yok olucaz; sonra kıyâmette mahşerde Allah bizi -BÂ’S- edecek yeniden yaratılacağız!

Bütünüyle İslâm öğretisi dışındaki yanlış bâtıl ilkel bir bilgidir!.

“BÂİS” ismi her an geçerlidir ve eseri her an görülen bir isimdir.

Bâ’s olayı da her an cereyan etmektedir!.

Ölüm meydana geldiği anda, kişi fizik bedenden kopar, biyolojik bedenle bağlantısı kesilir ve hemen o anda mikrodalga bedenle “Bâ’s” olarak yaşamına kesintisiz bir şekilde devam eder.

KEHF 18-19

İşte böylece, onları bâ`s ettik (BÂİS isminin işaret ettiği bir özellik onlarda açığa çıktı) aralarında yaşadıklarını sorgulasınlar, diye… Onlardan biri: “Ne kadar kaldınız?” dedi… (Bazıları): “Bir gün veya bir günün bir parçası kaldık” dediler… (Diğerleri de) şöyle dediler: “Ne kadar kaldığınızı Rabbiniz daha iyi bilir… Şimdi içinizden birini şu gümüşle (parayla) şehre gönderin de şehrin en temiz yiyeceği hangisiyse bir bakıp, ondan size biraz yaşam gıdası getirsin; çok dikkatli davransın ve sizi kimseye fark ettirmesin.”

Kavram hakkında henüz bir not alınılmadı.

Ulûhiyet

Anlamı Vâhid’in zâtı “Ahadiyyet”, kendini bilişi “Eniyyet”, zâtında hiçlik hâli “Â’mâ ‘iyet”…Evet bunların tümü birden de tekrar edelim “ULÛHİYET”tir!. Allah’ın bizde izhâr ettiği ilme göre, bu böyledir…Muhakkak ki Hakikat Allah

Oku »

Nefs

Anlamı “NEFS”in anlamı “bilinç sahibi birim”dir.. “Nefs“, varlığını esmâ mertebesinden yani Hakk`ın varlığından alıp “Rubûbiyet Nûru“ndan yaratıldığı için, “yapısının gereği olarak dilediğini yapmak ister ve yapar“… Engel tanımaz!.. Hayır veya

Oku »

Önemli olan

Konu hakkında bilgiler Ahmed Hulûsi Önemli olan; Neyi niçin yaptığını mutlaka ve mutlaka hissedilmesi!. Dua edebilmen en önemli nimettir. İçinden geldiği gibi, kendi dilinle, kendi kelimelerinle, kavradıklarına göre dua et.

Oku »