Arınmak

  • Kur’ân-ı Kerîm’i anlamak için önce “tâhir’ olmak, yani -arınmış” olmak gerekir. Çünki, “Arınmamış olanlar dokunmasınlar” deniliyor. Bu âyeti mâalesef yanlış anlıyor; gidip suyla yıkanıp, abdest alıp “arındığımızı” sanıyoruz!..
  • Şirk, “necis” (pis) olarak tanımlanmıştır! Zıddı olan “tahir” (pislikten arınmış, temiz) ise gene Kurân’da “arınmamış olanlar bu kitaba el sürmesinler” çünkü şirk düşüncesi içindeyken anlatılmak istenenleri anlamaları mümkün olmaz; gerçeğine işaret için kullanılmıştır.

    “ŞİRK”“necis” ise; bunun zıddı olan “tâhir”lik de “TEVHİD” ehlinin hâli ile alâkalıdır.. Bu durumda, Kur`ân-ı Kerîmdeki, “tâhir olmayan el sürmesin” uyarısının anlamı; abdestsiz olan mushafa yani Kur`an muhtevalı cilt ve sayfalara el sürmesin, anlamına değil…

    Tevhid” anlayışına ulaşmamış, şirkten arınmamış olanlar, Kur`anı anlamaya uğraşmasınlar; ondaki incelikleri kavrayamazlar; anlamınadır!..

    Arınılması zorunlu kir, bedensel olan değil, düşünsel olandır
    !.
  • Bildiğin bu dünyan, bilincin ötesinde “halife” diye tanımlanmış olan derûnî bir yanın da var! Oysa, Kozmik Elektromanyetik açılım boyutuna açılan bu kapından habersizsin!

    Dünyana aldıklarını, o derûnî yanına (Esmâ mertebesi özelliklerine) açılan kapıyı açıp, arkasından aldıklarınla oluşturursan işte o zaman dünyan cennet olur ve yolun sonu Allah’a erer!

    Arınıp saflaşan, gerçekten kurtulmuştur!” (Kad efleha men tezekkâ) âyeti, dünyanı arındırmaktan söz etmektedir.

  • Bilmek, asla arınmak için yeterli değildir..
  • Ötendeki değil, karşındaki HAK`kın fiilinden razı olmak, şirkten arınmaktır!.. Ya “Allah kulu” olunduğunu farkedersin; ya da “tanrının kulu” olarak, geçer gidersin !
  • Kur`ân-ı Kerîm`i anlamak istiyorsak; önce, ŞİRK düşüncesinin pisliğinden ARINMAK mecburiyetindeyiz!
  • Kişi, kendi özü, orijini, YARATICISI, aslı olan «ALLAH»ı tanımak ve «vehmettiği» yani , var ZAN ve kabul ettiği muhayyel «benliğinden» arınmak için; «ölmeden önce ölmek» zorundadır!…
  • Kurban, arınmak içindir!… Diyet, kurtulmak içindir!.
  • Nebiler ve Rasûller , doğuştan, her hangi bir tanrıya tapınma duygusundan arınmış olarak dünyaya gelmiş insanlardır. Ötede bir “tanrı” kavramı yoktur onlarda!.
  • Öz`ündeki – “sır”rındaki hakikatı, Kur`ân `ı anlayabilmen için, ancak ve ancak, temizlenmiş- arınmış olman şart!.
  • Küfür ve Şirkten arınmamış olanın ise tanrı kavramından arınmış olması mümkün değildir… Çünkü henüz tevhid ehli olmamıştır… Hep tanrısını Allah etiketiyle bezemiş olarak kozasındaki yaşamına devam ediyor ve kendini avutuyor demektir!…
  • şirkten arınmamış kişi; Ötesinde veya ötede bir tanrı düşünen kişi Kur`ân ‘ı anlayamaz!…içindeki sırrı çözemez!… Dolayısıyla, “Hilâfet” hakikatını hissedip yaşayamaz…
  • Önce, tanrı yoktur, tanrılık mefhumu yoktur, sadece Allah vardır, sırrını anlayacağız… Sonra, Allah`ın ne olduğunu açıklayan “İhlâs” Sûresi’nin mânâsını anlayacağız. Böylece şirkten arınmış olacağız. Ondan sonra Nefsimizin ne olduğunu, “Nefs”imizin hakikatını anlama yolunda birtakım çalışmalar yapmak sûretiyle “Nefs”imizi tanıyacağız.

Soru

-Bir kişi eğer, kendisine sıkıntı veren bir olaya Hak`tan geldiğinin idrâkı ile değil de, içinde bulunduğu koşullar nedeniyle zorunlu olarak sabrediyorsa veya hoşgörüyle karşılıyorsa, ve bu durum onun bir süre sonra bu olayın kaydından kurtulmasını sağlarsa, söz konusu durum kendisine ölümötesinde bir arınma sağlar mı?

Üstad

-Evet!.

17:00 “Kuran`a arınmamış olanlar el sürmesin” ayetindeki arınmak ve el sürmesinler ifadeleri neye işaret etmektedir?

21:00 Manevi olan kir madde ile temizlenmez! Peki nasıl temizlenilir ve Kur`an anlaşılabilir?

24:00 İnsanın cennete veya cehenneme gitmesi neye bağlıdır? Edison`un cennete mi cehenneme mi gideceği konusunda, İslam`ın düşünce sisteminden bihaber olan saf kişilerin sorduğu sorunun cevabı.

28:00 Allah`ın insanı yeryüzünde halife olarak meydana getiren Allah`a iman nasil başlar?

30:00 Melek kavramı nasıl anlaşılmalıdır?

32:00 Din yobazları ile bilim yobazlarının yanlış anladığı gerçekler nelerdir?

37:00 “Ölmek ve kıyamette dirilmek” anlayışından ve Rasulullah”ın  “ölümü tatmak” bakışına nasıl geçilebilir. “Kabir”, “kabir alemi”,” berzah alemi ” nedir. Kabir sorgusu nasıl olmaktadır?

48:00 Hz İsa şu anda nerdedir, aramıza nasil gelecek mi gelecekse nasil gelecek ?

51:00 İnsanın kıyametten sonraki yaşamı nasıl olacaktır?

54:00 Varolan herşeyin orjini kuantsal boyuttan meydana gelmektedir Bunun üst boyutlarda algılanışı ile biz üst boyutların var olduğu sanısı içinde yaşarız. Bu sanı içinde olduğumuz sürece dünyada, ahirette, mahşerde, cehennemde ve cennette gaflet içindeyiz !

01:01:00 Kur`an da geçen “Nefsine zulmetmek” kavramı ne demektir? Bunun istiğfar ve tövbe ile bağlantısı nedir. Estağfirullah çekilmez ! ne demektir?

01:04:00 Din iman esası üzerine kurulu olarak gelmişken neden Ahmed Hulusi aklın ve bilmin üzerinde bu kadar durmaktadır. Aralarındaki bağlantı nedir?

01:14:00 Peygamberlik vahyi ile bütün varlıkların aldığı vahiy arasındaki fark nedir?

01:24:00 Herşey Allahın ilmi ve iradesi gereğince ortaya çıktığına göre `biz neden ibadet  yapalım` ?

01:29:00 Amentü`de geçen “Bas” ın içyüzü nedir? Ölümün akabindeki yaşam nasıl olacaktır?

01:58:00 “OKU”mak ne demektir, Rasulullahın eline yazılı bir nesne verilmediği halda neyi `OKU`muştur?

02:11:00 Hacca gidildikten sonra başını örtmem gerekiyor mu?

02:16:00 Geçmişte kılmadığın ! namazın kazası olur mu? Rasulullah bu konuda ne diyor?

02:20:00 Bulunduğumuz ülke hilafet esaslarına göre yönetilmediğine göre `Cuma namazına` gitmemiz doğru olur mu?

02:30:00 Allah`ın Baki oluşu ne demektir?

BAKARA 2-125 Biz Beyt`i (Kabe-kalp) insanlara güvenilir sığınak yaptık! İbrahim makamını (Hullet makamı, Esma mertebesi kuvveleriyle tahakkuk makamı) musalla (namazın yaşandığı yer) edinin. İbrahim ve ismail`e: “Beytimi; tavaf edenler, kulluğunu yaşamak için oraya kapananlar ve secde eden rüku edenler için arındırılmış olarak muhafaza edin” dedik.

BAKARA 2-129 Rabbimiz, onların içinde senin ayetlerini (alemlerinde Esma`nın açığa çıkışını) onlara öğretip okutan, onlara Bilgiyi ve açığa çıkış sistemini (hikmeti) öğreten, onları arındıran Rasul ba`s et (insanlara Hakikati bildiren Esma`nın açığa çıkmış suretini oluştur). Kesinlikle sen Aziz Hakim’sin.

BAKARA 2-151 Nitekim, içinizden (hakikati dillendirmek üzere) Rasul irsal ettik (açığa çıkardık), ayetlerimizi (varlığın hakikati oluşumuza dair işaretleri) size tilavet ediyor (okuyup anlatıyor), sizi arındırıyor ve Kitabı (hakikat ve Sünnetullah bilgisini) Hikmeti (varlığın oluş sistem ve düzenini, oluş mekanizmasını) ve bilmediklerinizi öğretiyor.

AL-U iMRAN 3-33 Gerçek şu ki Allah, Adem`i, Nuh`u, İbrahim neslini, imran neslini (kendi devirlerindeki) insanların üstüne seçip, arındırdı.

AL-U iMRAN 3-55 Hani Allah şöyle buyurmuştu: “Seni ben vefat ettireceğim (önceki açıklamaya atıfla, gizli suikastla seni öldüremezler, seni ben, vaden dolunca vefat ettireceğim)… Seni kendime ref` edeceğim (hakikatinin yüceliklerini yaşatacağım); hakikati reddedenler (kafirler) arasından alarak arındıracağım ve sana tabi olanları kıyamet sürecine kadar, hakikati inkar edenlerden değerli-üstün kılacağım. Sonra dönüşünüz banadır. Aranızda ayrılığa düştüğünüz konularda hükmü, ben vereceğim.”

AL-U iMRAN 3-77 Allah ahdini ve yeminlerini az bir değere satanlara gelince; onların sonsuz gelecek sürecinde hiçbir nasipleri yoktur. Allah (dıştaki bir tanrıdan değil, hakikatlerindeki Esma kuvvelerinin tahakkukundan söz edilmede) kıyamet sürecinde onlarla konuşmaz, onlara bakmaz ve onları arındırmaz. Onlar için feci bir azap vardır.

AL-U iMRAN 3-141 Ve dahi (bu yaşanılanlar), Allah`ın iman edenleri (bu olayları yaşatarak) arındırması; hakikati örtenleri de (bu yoldan) mahvetmesi içindir.

AL-U iMRAN 3-164 Andolsun ki Allah iman edenlere bir lütuf olarak, içlerinde nefslerinden bir Rasul ba`s etti (aralarından kendi türlerinden bir Rasul ortaya çıkardı) O`nun işaretlerini okuyor; onları arındırıyor, onlara hakikat bilgisini ve Hikmeti (her şeyin oluş sistem ve düzenini) öğretiyor. (Halbuki) onlar daha önce apaçık bir sapıklık içindeydiler!

NiSA 4-49 Kendilerini temiz sayanları (şirk koştukları halde temiz olduklarını iddia eden Yahudi ve Hristiyanları) görmüyor musun? Hayır (olay onların dediği gibi değil), Allah dilediğini arındırır ve hurma lifi kadar zulme uğratılmazlar.

MAiDE 5-6 Ey iman edenler… Salata doğrulduğunuzda yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi su ile yıkayın; başlarınızı mesh edin ve iki topuğunuza kadar ayaklarınızı da yıkayın… Eğer cünüp iseniz bütün vücudunuzu yıkayın… Eğer hasta olmuşsanız veya bir sefer üzere iseniz veya sizden biri tuvalet ihtiyacını gidermiş olarak gelirse yahut kadınlarla yatmışsanız, su da bulamamışsanız; temiz toprağa teyemmüm edin… Yüzlerinizi ve ellerinizi ondan mesh edin… Allah size güçlük oluşturmak dilemez, fakat sizi arındırmak ve “Hu”nun nimetini sizin üzerinizde tamamlamayı diler; ta ki şükredesiniz (değerlendiresiniz).

MAiDE 5-41 Ey Rasul! Kalpleriyle (şuurlu olarak-anlamını hissedip yaşayarak) iman etmedikleri halde, ağızlarıyla “iman ettik” diyenlerden küfürde koşuşanlar, seni mahzun etmesin… Yahudi olanlardan öylesi var ki, yalan uydurmak için dinleyen veya sana gelmemiş bir topluluk adına (aracı olarak) dinleyendir… Yerli yerince söylenen Kelimeleri tahrif ederek, “Size şu verilirse alın, eğer o verilmez (Allah hükmü ile hükmedilir) ise sakın yanaşmayın” derler… Allah bir kimsenin dalaletini dilerse, artık onun için sen Allah`tan bir şey bekleyemezsin… işte onlar, Allah`ın kalplerini arındırmayı dilemediği kimselerdir… Dünyada onlar için rezillik vardır… Sonsuz gelecek sürecinde de onlar için çok büyük azap vardır.

ENFAL 8-11 Hani O, kendinden bir sükun ve güven hali oluşturuyordu; sizi onunla (nefsani duygulardan) arındırmak, sizden şeytanın pisliğini (korku, evham) gidermek, şuurunuzdaki Hak müşahedesini kuvvetlendirmek ve ayakları(nızı) (bu ilimle) sabit tutmak için de üzerinize semadan bir su inzal ediyordu (SU, ilmi marifet; kesinlikle Allah muradı neyse onun yerine geleceğine, yakin haline işaret eder). (Bu ayet benzetme yollu anlatımın örneğidir. Zira olay sırasında gökten yağan su-yağmur, ayakları yere bağlamaz veya şeytanın dürtüsünü temizlemez realitesi. Kuran`daki pek çok ayetin hangi bakışla değerlendirilmesi gerektiğine de bir örnektir.)

TEVBE 9-103 Onların mallarından bir sadaka al ki, böylece onları temizleyesin; onunla kendilerini arındırasın. Onlara yönel, dua et… Muhakkak ki senin salatın (yönelişin) onlar için huzur, güven kaynağıdır. Allah Semi`dir, Alim`dir.

TAHA 20-122 Sonra Rabbi Onu seçti, arındırdı, Onun tövbesini gerçekleştirdi ve hakikatine erdirdi!

HAC 22-26 Hani biz İbrahim`e Beyt`in mekanını hazırlamıştık da: “Bana bir şeyi ortak koşma! Beytimi, tavaf edenler, (benlikleriyle) ayakta yönelenler ve secde (benliksiz) ile rüku edenler (boyun eğenler) için arındır!”

SAD 38-47 Kesinlikle Onlar bizim indimizde seçilmiş Mustafalar`dı (süzülüp arındırılmış-saflaştırılmış-safiye).

ZÜMER 39-8 insana (rahmet olarak; onu arındırmak-genişletmek için) bir durr (zarar, hastalık, sıkıntı) dokunduğunda, O`na yönlenir; Rabbine dua eder… Sonra ona (Rabbi) kendinden bir nimet lütfettiğinde, daha önce O`na dua ettiğini unutur ve O`nun yolundan saptırmak için Allah`a endad (denk vehmettiği varlıklar) kabullenir… De ki: “Küfrünle azıcık yaşa… Muhakkak ki sen ateş ehlindensin!”

CiN 72-27 Sadece irtiza ettiği (seçtiği; arındırdığı) bir Rasul istisnadır bundan! Muhakkak ki O, Onun (O Rasulün) önünden ve arkasından rasat (gözeten, koruyan) koyar!

MÜZZEMMiL 73-15 Muhakkak ki biz, Firavun`a bir Rasul (hakikatine yönlendirici, arındırıcı) irsal ettiğimiz gibi size de, şahit olarak bir Rasul irsal ettik.

MÜDDESSiR 74-4 Elbiselerini (bilincini) arındır!

ŞEMS 91-9 Gerçekten onu (bilincini) arındıran kurtulmuştur.

BAKARA 2-25 iman edip hakikati yaşamayı sağlayacak fiiller ortaya koyanları müjdele, ki onlar için altlarından ırmaklar akan cennetler (Allah`ın Esma`sının açığa çıkışının seyredildiği ortamda sürekli oluşan ilimler) vardır. Bu rızıktan rızıklandıkça (bu müşahede içinde): “Bu daha önceden de tattığımız gibi bir şey” derler. Bu önce tattıklarına benzer. Orada, sonsuza dek şirk kirinden arınmış eşleri iledirler!

AL-U iMRAN 3-154 Sonra gamın ardından bir güven duygusu inzal ederek içinizi yatıştırdı. Bir grup da (münafıklar-ikiyüzlüler) kendi canlarının (çıkarlarının) kaygısına düşmüştü. Allah`a karşı cahiliye zannı ile düşünerek “Bu karara bizim bir katkımız mı var” diyorlardı. De ki: “Hüküm-karar tümüyle Allah`a aittir!” Onlar dışa vurmadıklarını içlerinde sakladılar. “Bu hüküm-kararda bir hissemiz olsaydı burada öldürülmezdik” dediler. De ki: “Evlerinizde dahi kalsaydınız, haklarında öldürülme yazılmış (programlanmış) olanlar her halükarda evlerinden çıkıp, düşüp kalacakları (öldürülecekleri) yere giderlerdi. Allah içinizdekini (dışınıza vurup ne olduğunuzu) size göstermek ve yanlış fikirlerden arınmanızı sağlamak için bunu yaşattı. Allah içinizdekileri bilir, zira sinelerinizin hakikati O`nun Esma`sıdır.”

NiSA 4-57 iman edip, bu imanın gereği davranışlar ortaya koyanlara gelince; onları altlarından ırmaklar akan cennetlere dahil edeceğiz. Onlarda sonsuza dek yaşarlar. Orada onlara (şeytaniyetten) arınmış eşler vardır. Onları gölgenin gölgesine (her türlü yakıcı-rahatsız edici şartlardan uzak ortama) sokacağız.

ARAF (A’RAF) 7-82 Toplumunun cevabı ancak: “Çıkarın onları şehrinizden… Çünkü onlar (bu işlerden) arınmış insanlar” demek oldu.

TEVBE 9-108 O mescidin (mescid-i dırar`ın) içinde asla namaza durma! Ta ilk gününden temeli takva üzere tesis edilmiş mescid, içinde kıyam etmene elbette daha layıktır… Orada arınmışlığı seven rical vardır… Allah arınanları sever.

KEHF 18-48 Saf saf Rablerine arz olunmuşlardır (inanç mertebelerine göre yer alırlar)! Andolsun ki, sizi ilk yarattığımız gibi (bilinç karışıklığından arınmış, saf şuurlar olarak) bize geldiniz… Belki siz, sizin için böyle bir aşamayı oluşturmayacağımızı sandınız!

ENBiYA 21-106 Muhakkak ki bunda, abidler topluluğu (arınma çalışmaları yapanlar) için açıklayıcı bilgi vardır.

MU’MiNUN 23-4 Onlar arınmak-saflaşmak (zekat) için ne gerekirse yaparlar;

NUR 24-35 Allah, semaların ve arzın nurudur (NuR ilimdir, semalar ve arzın hakikati ilimden ibarettir)! O`nun nurunun (ilminin varlığı ve açığa çıkışı) misali şuna benzer: içinde lamba (bilinç) bulunan bir kandil (beyin) gibidir… O lamba da bir sırça (kalp-şuur) kapsamındadır! O sırça (şuur) sanki inciden bir yıldız (yaradılış amacına göre işlevlenmiş Esma bileşimi) gibidir ki, doğu ve batıya (mekan ve zamana) ait olmayan mübarek bir ağaçtan (insani hakikatin), yani zeytinden (TEK`lik şuuruna sahip olması) tutuşturulur! O ağacın yağı (şuurdaki hakikat müşahedesi) neredeyse kendisine bir nar (arınma çalışmaları) dokunmasa da ışık saçar! Nur`un ala nur`dur (Esma ilminin birimsel ilim suretinde açığa çıkışı)… Allah (insanın hakikati olan Esma mertebesi) dilediği kimseyi kendi nuruna (kendi hakikati ilmine) erdirir! Allah insanlar için misaller veriyor… Allah her şeyi (Esma özellikleriyle, o şey olduğu için) Bilen`dir.

MÜ’MiN – MUMIN 40-12 içinde bulunduğunuz halin sebebi şudur: Allah, TEK`liğine davet ettiğinde (vehmettiğiniz-varsandığınız benliğinizden arınmayı teklif ettiğinde), küfür (inkar) ettiniz! Eğer (teklif edilen) O`na şirk anlayışı olsa, iman ederdiniz… Hüküm, aliyy, Kebir olan (açığa çıkan kuvvelerinin hükmediciliğini reddedemeyeceğiniz) Allah`ındır!

ABESE 80-7 Onun arınmamasından sana ne!

ABESE 80-14 Ulviyete yükseltilmiş ve tümüyle arınmış!

LEYL 92-8 Ama kim de cimrilik eder ve müstağni olursa (arınmaya, korunmaya ihtiyaç duymazsa);

LEYL 92-18 O ki, arınmak için zenginliğini başkalarına harcar (yığmaz)…

BEYYiNE 98-2 (O beyyine) Allah`tan ve (şirk pisliğinden arınmayanın dokunamayacağı) tahir (tertemiz hakikati yansıtan) sayfaları (bilgileri) bildiren bir Rasul!

TAHA 20-76 Altlarından nehirler akan ADN cennetleri… Onda sonsuz yaşarlar… Arınıp tezkiye olanın karşılığı işte budur.

NUR 24-21 Ey iman edenler… Şeytanın adımlarına (bedenin dürtülerine) tabi olmayın! Kim şeytanın adımlarına tabi olursa (bilsin ki) kesinlikle şeytan, fahşa (çirkin söylentilerle aşırılığı) ve münkeri (haddi aşmayı) emreder… Eğer üzerinizde Allah`ın lütfu ve O`nun rahmeti olmasaydı sizden hiçbir kimse ebediyen arınıp gelişme gösteremezdi! Fakat Allah dilediğini arındırır… Allah Semi`dir, Alim`dir.

NEML 27-3 Onlar ki, salatı (Allah`a yöneliş ile mi`racı yaşama) ikame ederler ve arınıp saflaşmak için varlıklarından verirler; işte onlar sonsuz geleceklerine kesin yakin elde etmişlerdir.

FATIR 35-18 Hiçbir suç yükü taşıyan nefs bir başkasının yükünü yüklenmez… Yükü ağır biri, onu (yükünü) taşımaya çağırsa bile, ondan bir şey yüklenilip taşınılmaz… Akraba dahi olsa! Sen ancak gaybları olarak Rablerinden haşyet duyan ve salatı ikame edenleri uyarırsın… Kim arınıp temizlenirse ancak kendi nefsi için temizlenmiştir… Dönüş Allah`adır.

VAKIA 56-79 Ona (Bilgiye), (şirk necasetinden-pisliğinden) arınıp, tahir olanlardan başkası dokunamaz!

NAZiAT 79-18 De ki: Arınıp saflaşmaya ne dersin?

A’LA 87-14 Arınıp saflaşan, gerçekten kurtulmuştur!

BAKARA 2-222 Sana kadınların aybaşı halinden soruyorlar… O sıkıntılı bir dönemdir. Kadınlarla, adet kanaması sürecinde, (kandan) temizleninceye kadar cinsel ilişkiye girmeyin. Temizlendikten sonra Allah`ın hükmettiği yerden yaklaşabilirsiniz. Allah kesinlikle yanlışlarından (dolayı) çok tövbe edenleri, çok arınanları sever.

 

580 – Ali İbnu Zeyd annesinden anlatıyor: Annesi Hz. Aişe (radıyallahu anhâ)’ye Cenab-ı Hakk’ın şu ayetinden: “…İçinizdekini açıklasanız da gizleseniz de Allah sizi onunla hesâba çeker ve dilediğini bağışlar” (Bakara, 284) ve keza: “Kim fenalık yaparsa cezasını görür” (Nisa 123) ayetinden sordu. Hz. Aişe şu cevabı verdi: “Benim Resûllullah (aleyhissalâtu vesselâm)’tan bu hususta sorduğum günden bu yana kimse meseleyi bana sormadı. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle cevap vermişti: “Bu, Allah’ın hastalık ve kazadan tut, cebine koyduğu basit bir eşyanın kaybıyla duyduğu üzüntüye varıncaya kadar mâruz kaldığı musibetlerle kulunu (dünyada) cezalandırmasıdır. Böylece kul, peyderpey günahlarından arınmış olarak çıkar, tıpkı ham altının körükten saf kızıl çıktığı gibi.”Tirmizi, Tefsir, Bakara (2993).

 

1805 – Ebu Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resülullah (aleyhissalatu vesselâm) hazretleri buyurdular ki: “Kim, malâyâni konuşmaların çok olduğu bir yere oturur da, oradan kalkmazdan önce şu duayı okursa bu yerde oturmaktan hasıl olan günahından arınmış olur:

Allahım! Seni hamdinle tesbih ederim. Senden başka ilah olmadığına şehâdet ederim. Senden mağfiret diliyorum, Sana tevbe ediyor (af taleb ediyorum)”.

Tirmizi, Daavât 39, (2329).

 

3553 – Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Mü’min -veya müslüman- bir kul abdest aldı mı yüzünü yıkayınca, gözüyle bakarak işlediği bütün günahlar su ile -veya suyun son damlasıyla- yüzünden dökülür iner, ellerini yıkayınca elleriyle işlediği hatalar su ile birlikte -veya suyun son damlasıyla- ellerinden dökülür iner. Ayaklarını yıkayınca da ayaklarıyla giderek işlediği bütün günahları su ile -veya suyun son damlasıyla- dökülür iner. (Öyle ki abdest tamamlanınca) günahlarından arınmış olarak tertemiz çıkar.”

Müslim, Tahâret 32, (244); Muvatta, Tahâret 31, (1, 32); Tirmizi, Tahâret 2, (2).

 

3558 – Ebu Ümâme el-Bâhili radıyallahu anh anlatıyor: “Amr İbnu Abese radıyallahu anh’ı dinledim, diyordu ki: “Resülullah aleyhissalâtu vesselâm’a: “Abdest nasıl alınır?” diye sordum. Şöyle açıkladı:

“Abdest mi? Abdest alınca şöyle yaparsın: Önce iki avucunu tertemiz yıkarsın. Sonra yüzünü ve dirseklerine kadar ellerini yıkarsın. Başını meshedersin, sonra da topuklarına kadar ayaklarını yıkarsın. (Bunları tamamladın mı) bütün günahlarından arınmış olursun. Bir de yüzünü Aziz ve Celil olan Allah için (secdeye) koyarsan, anandan doğduğun gün gibi, hatalarından çıkmış olursun.”

Ebu Ümâme der ki: “Ey Amr İbnu Abese dedim, ne söylediğine dikkat et! Bu söylediklerinin hepsi bir defasında veriliyor mu?

“Vallahi dedi, bilesin ki artık yaşım ilerledi, ecelim yaklaştı, (Allah’tan ölümden çok korkar bir haldeyim), ne ihtiyacım var ki, Allah Resülü hakkında yalan söyleyeyim! Andolsun söylediklerim, Resülullah aleyhissalâtu vesselâm’dan kulaklarımın işitip, hafızamın da zabtettiklerinden başkası değildir.”

Müslim, Müsâfırin 294, (832); Nesâi, Tahâret 108, (1, 91, 92).

 

Kavram hakkında henüz bir not alınılmadı.

Ulûhiyet

Anlamı Vâhid’in zâtı “Ahadiyyet”, kendini bilişi “Eniyyet”, zâtında hiçlik hâli “Â’mâ ‘iyet”…Evet bunların tümü birden de tekrar edelim “ULÛHİYET”tir!. Allah’ın bizde izhâr ettiği ilme göre, bu böyledir…Muhakkak ki Hakikat Allah

Oku »

Mütteki

“KORUNMAK İSTEYENLER” diye Türkçeleştirdiğimiz “MUTTAKÎLER” tâbiri üzerinde duralım biraz da… “TAKV”, karşılaşacağı bir tehlikeden korunma anlamınadır… Kişinin neticede azâb ve sıkıntı, üzüntü duymasına yol açacak her türlü olay mânâsına gelir…

Oku »

Evlenmek

Önemli olan nikâh“kavramı“dır!… Bu da iki kişinin bir gecelik zevk için değil, uzun süreli birbirinin maddi mânevi sorumluluğunu üstlenmesidir… Bu konuda iki şâhit huzurunda, kişilerin itirafı nikâh akdidir… Kur’an’daki nikâh kavramı budur!… Bunun içinde imama ya da

Oku »