Âhiret Günü

  • “Âhiret günü” denen, “ölümden sonraki bu sonsuz yaşamın devamı ve bütün insanların ve cinlerin biraraya gelip yaptıklarının sonuçlarını görme süreci”
  • Âhiret günü (Bilinen o meşhur “An”-Sonsuza dek sürüp gidecek olan bir yaşam… “Yok” olmanın söz konusu olmadığı, sınırsız devam edecek olan yaşam “an”ları-bütün insanların ve cinnin -yani uzaylı denen o varlıkların- toplu olarak bir boyutta, bir ortamda gelip; dünya yaşamlarının semeresini, neticesini görecekleri süreç-“ölüm” denen “beden değişimi” anından sonraki bireysel yaşama anları-Ölümden sonraki sonsuz yaşamın devamı ve bütün insanların ve cinlerin biraraya gelip yaptıklarının sonuçlarını görecekleri toplu yaşam süreci-Kıyâmet süreci)
  •  “Âhiret Günü”ne iman (Ölüm ertesinde başlayacak sonsuz yaşama iman)
  • VEL YEVMİL ÂHİR” dendiği zaman burada iki mânâ anlayacağız:

    Bir, sonsuza dek sürüp gidecek olan bir yaşam… “Yok” olmanın söz konusu olmadığı, sınırsız devam edecek olan yaşam “an”ları.

    İki, bütün insanların ve cinnin -yani uzaylı denen o varlıkların- toplu olarak bir boyutta, bir ortamda gelip; dünya yaşamlarının semeresini, neticesini görecekleri süreç!.

  • VEL YEVMİL ÂHİR…

    Bu ifadeyi iki şekilde anlamak mümkün:

    Vel yevmil âhir“nin başındaki “v“, yani arapçadaki “vav” harfini tek başına bağlaç olarak düşünüp, “EL-YEVM`İL ÂHİR” şeklinde anlamakta mümkündür bize göre; “Vel yevmil âhir” de diyerek “VE Yevmil âhir” diye anlamak da…

    VEL YEVMİL ÂHİR” gibi ele alırsak, “Ve” daha sonraki “an”a şeklinde çıkar anlam..

    “v`eL-YEVM`İL ÂHİR” diye anlarsak, “âhiret günü” diye kastedilen “kıyâmet” anlaşılır!…

    Buna karşın birinci okuyuş itibariyle ise, “içinde bulunduğun andan sonra gelen diğer anlar anlamınadır.

    YEVM” Esas itibarıyle günlük kullanışta bildiğimiz, 24 saatlik gün diye de anlaşılabileceği gibi; “AN” anlamına da gelir…

    Bizim bildiğimiz “gün“lük anlamın esas itibarıyle madde dünyasına, beş duyuya bağlı, izâfi-göreceli bir ifade olması hasebiyle; daha doğru gerçek anlamı “AN” dır.

    Bu sebepledir ki, “Ve daha sonraki “an”lar” deyince; bu “daha sonraki “an“lar” ifadesinden, insanın yaşamının sonsuz olması, sürgit devam etmesi anlaşılır.

    Yani içinde bulunduğun her “an”dan sonraki “an”da var olacağın; hiç bir zaman “yok” olmayacağın anlaşılır!.. Bu birinci mânâsı..

    “Vel yevmil âhir”, yani, “bulunduğum andan sonraki bir anda da var olacağıma“, derken işaret edilen “sonraki bir an var”, ve bu sonrakianlar hiç sonu gelmeksizin sonsuza dek devam edip gidecek!… Kabir âlemi veya berzah âlemi, kıyâmet âlemi, mahşer âlemi, sırat yaşamı, cennet ve cehennem yaşamı şeklinde, çeşitli aşamalarda devam edecek olan, böylesine sürgit bir yaşam mevcut..

    Bir de “EL YEVM`İL ÂHİR“de ki “EL YEVM“, yani, “bilinen o meşhur “AN“!...

    Nedir o meşhur “AN” ?…

    “Büyük kıyâmet” diye bilinen, bahsedilen zaman süreci!..

  • “Vel yevmil âhir” anlayışı, ele aldığı esaslar itibarıyle, birçok -din adı verilen- inanış” ile islâmiyetin farkını oluşturan başlıca konulardan biridir.

    Geçmiş bir takım inanış şekillerinde, meselâ Budizm`de, Konfiçyus dininde v.s. de “Âhiret günü” denen, “ölümden sonraki bu sonsuz yaşamın devamı ve bütün insanların ve cinlerin biraraya gelip yaptıklarının sonuçlarını görme süreci” anlayışı ve inanışı yoktur.

BAKARA 2-8 insanlardan bir kısmı “B” işareti kapsamınca (hakikatlerinin Allah Esma`sı olduğu inancıyla) Allah`a ve ahiret süreçlerine (sonsuzluk içinde kendilerinden açığa çıkanın sonuçlarını yaşayarak yer alacaklarına) iman ettiklerini söylerler; ne var ki imanları gerçekte bu kapsamda değildir!

BAKARA 2-62 (Gizli şirk içinde olsalar bile {Yusuf: }) iman edenler, Yahudiler, Hristiyanlar ve Sabiiler (yıldızların tanrı olduğuna inanıp onlara tapanlar) arasından; nefslerinin Allah Esma`sından meydana geldiğine ve gelecekte yaşanacak sürece iman edenler ve bunun gereği kendilerini selamete çıkaran çalışmalara devam edenler, Rablerinin (Esma bileşimlerinin) indinde ecre (bunun getirisi olan kuvvelere) kavuşurlar. Onlar için ne korkulacak bir şey kalır ne de onları üzecek bir olay!

BAKARA 2-126 Hani İbrahim şöyle demişti: “Rabbim burasını emin bir mahal kıl ve ehlini (nefslerinin hakikati olarak) Allah`a ve gelecekte yaşanacak sürece iman edenleri, yaptıklarının sonuçlarıyla rızıklandır.” (Rabbi) dedi: “Kim (hakikati) inkar ederse onu bile kısa bir zaman (dünya yaşamı) boyunca rızıklandırır, sonra da yanma azabına bırakırım.” O ne kötü gerçekle yüzleşmedir!

BAKARA 2-177 Vechlerinizi (yüzünüzü veya şuurunuzu) doğuya veya batıya (varlığın hakikati veya sistem bilgisine) çevirmeniz BiRR (işin hakikatini yaşamak) değildir. Asıl BiRR, “B” işareti kapsamında Allah`a iman edip, gelecekte yaşanacak sürece, melaikeye (algılanıp fark edilemeyen varlığın hakikati olan Allah Esma`sının kuvvelerine), Kitaba (varlığın hakikati ve Sünnetullaha), Nebilere iman eden; Allah sevgisiyle malı, akrabaya, yetimlere, miskinlere, yolda kalmışlara (yuvasından-vatanından ayrı düşmüş), yardım isteyenlere, kölelikten kurtarmaya veren; salatı ikame eden (Allah`a yönelişinin bilfiil hakkını veren), zekatını veren (Allah`ın kendisine bağışladığından bir kısmını karşılıksız paylaşan), söz verdiğinde sözünde duran, sıkıntı, hastalık ve şiddete maruz kaldığında buna dayanandır. işte bunlar sadıklar ve korunanlardır.

BAKARA 2-228 Boşanmış kadınlar üç aybaşı süresi hamile olup olmadıklarını anlamak için evlenmeyip bekleyeceklerdir. Hakikatleri olan Allah`a ve gelecekte yaşanacak sürece iman ediyorlarsa, Allah`ın rahimlerinde yarattığını gizlemeye hakları yoktur. Kocaları da bu süre zarfında barışmak isterse, başkalarından daha önceliklidir. Karıların kocaları üzerindeki hakkı gibi kocaların da karıları üzerinde hakkı vardır. Ancak kocaların hakkı bir derece daha ileridir (erkekten kadına akış olduğu için). Allah Aziz`dir, Hakim`dir.

BAKARA 2-232 Karılarınızı boşadığınızda, bekleme süresi sonunda, aralarında karşılıklı anlaşmaları halinde, evlenmelerine engel olmayın. Bu sizden kim Allah`a ve gelecekte yaşanacak sürece iman ediyorsa ona verilmiş olan bir öğüttür. işte bu sizin için daha temizdir. Allah bilir siz bilmezsiniz!

BAKARA 2-264 Ey iman edenler, malını insanlara riya (kendine isim yapmak) için harcayan ve “B” işaret kapsamında Allah`a ve gelecekte yaşanacak sürece iman etmeyen bir kimse gibi, sadakalarınızı başa kakma veya eziyet etme gibi davranışlarla iptal etmeyin. Bunun misali, üzerinde bir miktar toprak bulunan kaya gibidir. Şiddetli yağmur ona isabet edince üzerindeki toprağı götürdü ve geride çıplak kaya kaldı. Onlar kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. Allah inkarcılar topluluğuna hidayet etmez.

NiSA 4-39 Hakikatlerini de Esma`sıyla vareden Allah`a ve gelecekte yaşanacak sürece iman edip, Allah`ın onları rızıklandırdığından, başkalarına da bağışlasalardı ne zarar ederlerdi ki? Allah hakikatlarinde olarak Alim`dir.

NiSA 4-59 Ey iman edenler! Allah`a itaat edin, Rasule itaat edin ve sizden Ulül Emr`e de (Hakikat ve Sünnetullah bilgisine sahip olarak hüküm verme yetisine sahip olana)… Bir şey hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz takdirde -şayet Allah`a ve gelecekte yaşanacak sonsuz sürece iman ediyorsanız- onu Allah`a ve Rasulüne döndürün… Bu hem daha hayırlı ve hem de tevil olarak (işin aslına, uygunluğuna ulaşma bakımından) daha güzeldir.

NiSA 4-136 Ey iman edenler, “B” harfinin işaret ettiği anlam ile iman edin Allah`a, O`nun Rasulüne, Rasulüne inzal ettiği (El Esma mertebesinden bilincine) gibi daha öncekilere de inzal etmiş olduğu hakikat bilgisine… Kim Esma`sıyla her şeyi yaratmış olan Allah`a, O`nun melaikesine (Esma`nın işaret ettiği manaların açığa çıkan kuvvelerine), O`nun Kitaplarına (inzal etmiş olduğu hakikat bilgisine), O`nun Rasullerine ve gelecekteki sonsuz yaşam sürecine kafirlik ederse (inkar ederse), gerçekten çok uzak bir inanç bozukluğuna sapmıştır.

NiSA 4-162 içlerinden ilimde derinleşmiş olanlar ile iman edenler, senden önce inzal olanla birlikte sana inzal olana da iman ederler. Salatı ikame eden ve zekatı veren; “B” harfindeki anlam kapsamınca Allah`a ve gelecekte yaşanacak sürece iman edenlere gelince… Onlara azim bir mükafat vereceğiz.

MAiDE 5-69 Muhakkak ki iman edenler, Yahudiler, Sabiiler ve Nasara`dan kim (alemlerin ve kendisinin Rabbi olan) Allah`a ve gelecekte yaşanacak sürece iman eder ve imanının gereğini yaparsa, onlara korku yoktur ve onlar mahzun da olmazlar!

TEVBE 9-18 Allah`a secde mahallerini ancak Esma`sıyla hakikati olan Allah`a ve gelecekte yaşanacak sürece iman eden, salatı ikame eden, zekatı veren ve sadece Allah`tan haşyet duyan kimse imar eder (Allah`a secde edilir hale getirir)… işte bunların hakikate erenlerden oldukları umulur.

TEVBE 9-19 (Ey müşrikler) siz, hacıların su ihtiyacını karşılamayı ve Mescid-i Haram`ı imar etmeyi, Esma`sıyla hakikati olan Allah`a ve gelecekte yaşanacak sürece iman eden ve Allah uğruna mücahede eden gibi mi kabul ettiniz? (Bunlar) Allah indinde eşit olmazlar! Allah, zalimler topluluğuna hidayet etmez.

TEVBE 9-29 BiLGi (kitap) verilenlerden, Allah`a ve gelecekte yaşayacakları sürece iman etmeyen, Allah`ın ve Rasulünün haram kıldığını haram saymayan ve Hak Din anlayışını (Hakikat ve Sünnetullah Bilgilerini) din edinmeyenlerle, aşağılanmış olarak kendi elleriyle cizye verinceye kadar savaşın.

TEVBE 9-99 Bedevilerden kimi de vardır ki, Esma`sıyla onların hakikati olan Allah`a ve yaşanacak sonsuz sürece iman eder ve infak ettiğini Allah indinde yakınlığa vesile olacak şeyler olarak düşünür; Rasulullah`ın dualarında yer almak için vesile edinir… Dikkat edin, muhakkak ki o (infak ettikleri), kendileri için bir yakınlık vesilesidir… Allah onları rahmetine dahil edecektir… Muhakkak ki Allah Gafur`dur, Rahim`dir.

NUR 24-2 Zina (evlilik dışı ilişki) yaşayan dişi ile zina eden erkek(e gelince)… Her birine yüz değnek vurun! Eğer Esma`sıyla hakikatiniz olan Allah`a ve sonsuz gelecek yaşam sürecine iman etmiş iseniz, Allah`ın Dininde (sisteminde) o ikisi ile ilgili acıma sizi engellemesin (bilakis bu ceza onlara rahmet ve sevginin sonucudur)… iman edenlerden bir kısmı da o ikisinin azabına şahit olsun.

Âhir Gün

Yevmil Âhıri

Âhiret süreci

Gelecekte yaşanacak süreç

Kavram hakkında henüz bir not alınılmadı.

Bakmak

Anlamı “Hz. Muhammed neyi OKUDU” isimli kitabımızı yazmamıza sebep olan bu konuyu çok özetle biraz inceleyelim isterseniz.. “OKUMAK” kelime olarak iki anlam taşır.. Birincisi, “bakmaya” dayalı bir biçimde baktığı şeyin

Oku »

Mütteki

“KORUNMAK İSTEYENLER” diye Türkçeleştirdiğimiz “MUTTAKÎLER” tâbiri üzerinde duralım biraz da… “TAKV”, karşılaşacağı bir tehlikeden korunma anlamınadır… Kişinin neticede azâb ve sıkıntı, üzüntü duymasına yol açacak her türlü olay mânâsına gelir…

Oku »

Baba

Anlamı “Babam böyle istememiş olsaydı, siz bana bunları yapamazdınız!.” Diyordu Hz. İsa Aleyhisselâm.. Tasavvufta, “Nefs-i Kül” varlığın “ana”sıdır; “Akl-ı Kül” ise “baba”sı!… Yâni, yaratılmış tüm birimlerin anası nefsi küldür, babası ise “Akl-ı

Oku »